Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3618 Esas 2020/392 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3618 Esas 2020/392 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/3618
Karar No : 2020/392
Karar Tarihi : 03/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3618 Esas 2020/392 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/3618 E.  ,  2020/392 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    K A R A R
    Davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu iki aracın 25/07/2007 tarihinde çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında ...’ın kullandığı araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği ...ın yaşamını yitirdiğini belirterek, müvekkili ... için fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın (sigorta şirketleri limitle sınırlı şekilde sorumlu olmak üzere) faiziyle birlikte tüm davalılardan, müvekkillerinin her biri için ayrı ayrı 35.000,00"er TL manevi tazminatın sigorta şirketleri hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah ile maddi tazminat talebini ... için 138.280,55 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, işveren ... aleyhine iş mahkemesinde açılan ve birleştirilen dava dosyası tefrik edilerek, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminata ilişkin taleplerinin kabulü ile 138.280,55 TL maddi tazminatın (Davalılar ... ... Sigorta A.Ş. ve ... ... Sigorta A.Ş."nin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulması kaydıyla), davalı ... şirketleri açısından dava tarihinden, davalılar ..., ... ve ... açısından ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılardan ..."a ödenmesine; davacıların manevi tazminata ilişkin taleplerinin kısmen kabulü ile davacıların her biri için 10.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılar ..., ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların manevi tazminata ilişkin fazlaya yönelik taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ...Ş. vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; daha önce temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmamasına; sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin infaz aşamasında gözetilecek olmasına göre, davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Araç işleteninin hukuki sorumluluğunun sınırları ile bu sorumluluğun kalkmasının şartlarını düzenleyen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 85 vd. maddelerine göre, araç işleteninin sorumluluğunun temelinde kusursuz sorumluluğun bir türü olan tehlike sorumluluğu bulunmaktadır. Tehlike sorumluluğunun cari olduğu işletenin sorumluluğunun son bulması için de, anılan Kanunun 86/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere, illiyet bağını ortadan kaldıracak mahiyette 3. kişi kusuru- zarar görenin ağır kusuru- mücbir sebep hallerinden birinin bulunması gerekmektedir. Bu üç halden birinin bulunduğu durumda dahi işletenin sorumluluğunun son bulması için, araçtaki bozukluğun ya da işleten ile eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurunun kazaya etki etmemiş olması gerekmektedir. Bu itibarla, işletenin kusurlu eyleminin katıldığı ya da araçtaki teknik arızanın olaya etki ettiği durumlarda, işletenin sorumluluktan kurtulmasının mümkün olamayacağı izahtan varestedir.
    Somut olayda davalılar, kazaya karışan araçların zorunlu trafik sigorta şirketleri, araçların malikleri ve müteveffa destek Ratıp Sınmaz’ın içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsüdür.
    Trafik kazası tespit tutanağında, soruşturma aşamasında yapılan keşif sonrası Trafik Polisi bilirkişi Yurdakul Günal tarafından düzenlenen 07/09/2007 tarihli bilirkişi raporunda ve yine soruşturma aşamasında ... Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 09/12/2007 tarihli rapora göre; kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücüsü ...’in asli ve tam kusurlu olduğu, desteğin içinde bulunduğu araç sürücüsü davalı ...’ın kusursuz olduğu belirlenmiş, Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/1404 Soruşturma sayılı dosyası üzerinden şüpheli ... hakkında, kazanın oluşumunda kusursuz olduğu belirlendiğinden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
    Mahkemece 26.05.2015 tarihli celsede Dairemizin 15.09.2014 tarihli ve 2014/15090 Esas, 2014/11797 Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verildikten sonra, 23.10.2015 tarihli celsede dosyanın geçirdiği safaat dikkate alındığında bu aşamadan sonra tefrik kararı verilmesinin usul ekonomisine uygun düşmeyeceği kanaatine varıldığından asıl ve birleşen dosyaya iş mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmiş, davaya iş mahkemesi sıfatıyla bakmaya devam edilirken, 12.09.2017 tarihli celsede mahkemenin dosyası ile birleştirilmesine karar verilen mahkemenin 2012/328 Esas, 2012/454 Karar sayılı dosyasının uyulmasına karar verilen Dairemizin 2014/15090 Esas, 2014/11797 Karar sayılı bozma ilamı gereğince tefrikine, karar verilmiş ve işveren ... aleyhine açılan dava Bilecik Asliye hukuk Mahkemesinin(iş Mahkemesi Sıfatıyla) 2017/331 Esasına kaydedilmiştir.
    Mahkemece davaya iş mahkemesi sıfatıyla bakıldığı sırada; 3 kişilik makine mühendisi ve aynı zamanda İş Güvenliği Trafik Uzmanı olan bilirkişi Heyeti tarafından iş hukuku ilkelerine göre düzenlenen ve mahkemece hükme esas alınan 15.03.2016 tarihli kök rapora ve 07.06.2017 tarihli ek rapora göre; kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücüsü ...’in asli ve %80 oranında kusurlu olduğu, davalı işverenler ... ve ...’nın araç sürücüsüne iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimi vermedikleri, çalışanın iş sağlığı ve güvenliği konusunda önlem alma yükümlülüğünü çalışanın insiyatifine bıraktıkları için %20 oranında kusurlu oldukları, desteğin içinde bulunduğu araç sürücüsü davalı ...’ın, her ne kadar aracını yolun sağ tarafına yanaştırmışsa da karşı taraftan gelecek aracın çarpmasını engelleyecek kadar hızını düşürmediği için işverenin %20 oranındaki kusurunun içerisinde olması kaydıyla az da olsa %3 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
    Buna göre; aynı kazayla ilgili alınan bilirkişi raporları arasında taraflara izafe edilen kusur oranları yönünden çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece, eldeki davanın Karayolları Trafik Kanununda belirlenen sorumluluk hükümlerine göre açıldığı gözetilerek, ... Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsünden ya da Karayolları Fen Heyeti’nden 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda belirlenen esaslar dikkate alınarak tüm dosya kapsamına göre tarafların kusur durumunun tespiti hususunda, önceki raporlar irdelenerek, ayrıntılı, gerekçeli, çelişkiyi giderici denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
    3-Bozma sebep ve şekline göre davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 7.938,84 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...Ş."den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 03.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara