17. Hukuk Dairesi 2015/6486 E. , 2017/12264 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın davacının aracına çarparak aracın hasarlanmasına ve araç içindeki yolcuların da yaralanmasına neden olduğunu, 9.000,00 TL hasar bedelinin sigortaca karşılandığını, kazanın davalı tarafın kusurundan kaynaklandığını belirterek, 3.000,00 TL hasar bedeli, 3.500,00 TL değer kaybı, 4.000,00 TL kazanç kaybı, 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulü ile 1.900,00 TL hasar bedeli ve 2.400 TL araç değer kaybının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK"un geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK"un 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL"ye çıkarılmıştır.
Temyize konu 1500,00 TL manevi tazminatın reddine dair karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davacı hakkındaki hüküm kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ...’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Dosyadaki bilgi ve belgelere bilirkişi raporunda hesaplanan hasar bedelinin uygun bulunmasına göre davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan, değer kaybı ve kazanç kaybı talebine ilişkindir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının tespiti, Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki fark kriterine uyulmaksızın hesaplama yapılarak sağlanmıştır. Bilirkişi raporunda belirtilen yöntemle değer kaybının tespit olunduğu rapora dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının zararının belirlenmesi, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık yeni bir rapor alınması ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınıp, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4- Davacı tarafça kazanç kaybı talebinde bulunulmuştur. Davacı taraf aracı ile nakliyecilik işi yaptığını belirtmiş, mahkemece davacının defter ve belgeleri, vergi kayıtları istenmek suretiyle kazanç kaybı ile ilgili inceleme yapılarak, bilirkişi tarafından kazanç kaybı miktarı belirlenmiş olmasına rağmen, mahkemece kazanç kaybına yönelik istemin soyut verilere dayanmadığı gerekçesi ile reddedilmiş olması da isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminata yönelik yapılan temyiz itirazının miktar yönünden REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 28/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.