Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4841 Esas 2021/2038 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4841 Esas 2021/2038 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/4841
Karar No : 2021/2038
Karar Tarihi : 01/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4841 Esas 2021/2038 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/4841 E.  ,  2021/2038 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; ... Turizm İnş. Pet. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti."de hisse sahibi olan ..."ın davacı bankaya borçlu olduğunu, borçlu aleyhine Ardahan İcra Müdürlüğünün 2004/390, 2004/1867, 2004/1866, 2004/1384 ve 2004/389 sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, icra takip dosyalarında ..."ın şirket hissesi dışında başka mal varlığına rastlanmadığını, borçlu ..."ın haciz tehdidinden kurtulmak maksadıyla şirket hisselerini muvazaalı şekilde davalılara devrettiğini beyan ederek, davalı ..."ın ... Turizm İnş. Pet. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti."deki hisselerinin davalılara satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı tarafça borçlu hakkında aciz vesikası sunulamadığı anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, İİK"nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
    Mahkeme gerekçesinde borçlunun aciz halinde olduğunun ispatlanamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
    Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay"ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır. Somut olayda borçlu davalı hakkında Ardahan İcra Müdürlüğünün 2004/390, 2004/1867, 2004/1866, 2004/1384 ve 2004/389 sayılı dosyaları ile takip yapılmış ve Ardahan İcra Müdürlüğünün 2004/390 sayılı dosyasında 27/05/2016 tarihinde borçlunun adresinde haciz yapıldığı, ancak borçluya ait haczi kabil mal bulunamadığı, borçlunun kendisinin de ödeme gücü olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda 27/05/2016 tarihli haciz tutanağının geçici aciz vesikası niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Aynı şekilde Ardahan İcra Müdürlüğünün 2004/1867 ve 2004/1384 sayılı dosyalarında da 22/12/2009, 24/03/2010 ve 04/05/2012 tarihlerinde yapılan hacizlerde borçluya ulaşılamamış, 21/12/2004 tarihinde davalı borçlu verdiği mal beyanında; ... Otelinden geçimini sağlamakta olduğunu, borcunu ödemeye çalışacağını beyan etmiş olup sözü edilen bu icra dosyalarında davalı borçlunun aciz halinin kabulü ile dava şartının gerçekleştiği düşünülerek işin esasına girilmek suretiyle tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
    2-İcra ve İflas Kanunu"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu davaların görülebilmesi için diğer dava koşulları yanında kesinleşmiş bir alacağın
    varlığı ve yargılama boyunca da alacağın varlığının devam etmesi gereklidir. Davacının alacağının yargılama sırasında tamamen ödenmesi halinde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
    Somut olayda, borçlu davalı hakkında Ardahan İcra Müdürlüğünün 2004/390, 2004/1867, 2004/1866, 2004/1384 ve 2004/389 sayılı dosyaları ile takip yapılmış olup, bu takip dosyalarından Ardahan İcra Müdürlüğünün 2004/1866 ve 2004/389 sayılı dosyalarının haricen tahsil edilerek kapatıldığı belirtildiğinden; sözü edilen bu icra dosyaları getirtilerek davacının alacağının tamamının ödenip ödenmediğinin araştırılması, davacının alacağının tamamının ödenmiş olması halinde bu icra dosyaları yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceğinden kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara