17. Hukuk Dairesi 2016/122 E. , 2016/4908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu traktörün, davacının park halindeki aracına çarpmasıyla araçta maddi hasar oluştuğunu, aracın değer kaybına uğradığını, 10 günlük tamir süresinin 7 gününde davacının kasko şirketi tarafından davacıya araç tahsis edildiğini; ancak davacının 3 gün aracından yoksun kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL. değer kaybı ile 285,00 TL. ikame araç bedelinden oluşan 5.285,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, diğer davalı ..."ya ait aracın trafik sigortacısı olduklarını, ikame araç bedelinin teminat dışı olduğunu, talebin fahiş olduğunu, dava öncesi şirketlerine başvuru olmadığından temerrüde düşmediklerini, davacının ticari faiz talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve ..., usulüne uygun tebligata rağmen, davaya cevap vermemiş ve duruşmaları da takip etmemiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 3.700,00 TL"nin (davalı ... şirketinden dava tarihinden; diğer davalılardan kaza tarihinden) yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli istemine ilişkindir.
Davalı ... şirketi, davalı ..."ya ait aracın trafik sigortacısı olup, ZMSS poliçesi gereği davacının aracında meydana gelen gerçek zarar miktarı ile sınırlı olarak zarardan sorumludur.Davacı vekili, araç değer kaybı yanında araç mahrumiyeti zararının da davalılardan tahsilini istemiş; mahkeme tarafından her iki zarar kaleminden tüm davalıların sorumluluğuna ilişkin hüküm tesis edilmiştir.Davacının araç mahrumiyetine ilişkin tazminat talebi, Genel Şartlar ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, araç mahrumiyetine yönelik davacı isteminin davalı ... şirketi yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı tarafça, iş bu davada araç hasarı talep edilmemiş, ancak kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı istenmiştir. Mahkemece benimsenen 31.12.2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 2.500,00 TL. değer kaybı tazminatına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi(makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; davacı taraf dava dilekçesinde 3 gün araçtan mahrum kalındığını belirterek 285,00 TL. araç mahrumiyet bedeli talep etmiş, yargılama aşamasında bu talebini artırma yoluna gitmemiş olmasına rağmen; mahkemece hükme esas alınan 31.12.2014 tarihli bilirkişi raporu ile 12 günlük tamir süresine ilişkin olarak saptanan 1.200,00 TL. araç mahrumiyet bedeline hükmedildiği görülmektedir.6100 sayılı HMK"nun 26/1 maddesi "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi göz önünde bulundurulduğunda, davacının talebi aşılarak araç mahrumiyet bedeline hükmolunması doğru görülmemiştir.
Yine, davacının dava konusu ettiği toplam alacak miktarının 5.285,00 TL. olduğu ve dava sonunda 3.700,00 TL"lik alacak kısmı yönünden kabul hükmü kurulduğu; 1.585,00 TL. yönünden davanın reddine karar verildiği görülmektedir.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 13/1-2 maddesi göz önünde bulundurularak, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı ... şirketi lehine vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, yazılı olduğu biçimde 300,00 TL. dilekçe yazım ücretine hükmolunması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ne geri verilmesine 18/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.