17. Hukuk Dairesi 2016/1087 E. , 2016/5463 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.....Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 13.07.2014 tarihinde davalı ...’na ait, sürücü ... idaresindeki aracın müvekkiline ait park halindeki araca çarparak zarar verdiğini, davalı ...’nin kazanın kendi kusuruyla meydana geldiğini kabul ettiğini, aracında meydana gelen hasarın kasko kapsamında aldığını, ancak ikinci el piyasasında değer kaybına uğradığını, meydana gelen kaza sonucunda aracının sol arka kapısının değiştiğini, bu amaçla delil tespit kararı ile aracında değer kaybının 3.500,00 TL olarak belirlendiğini, bu zararın davalı taraf trafik sigorta şirket teminat kapsamında olmadığından reddettiğini, bu nedenle araç değer kaybı 3500,00 TL, aracın servise bakıma gidip gelmesi için harcadığı 275,00 TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar davacının fahiş maliyete neden olduğunu bu nedenle zararı kabul etmediğini, belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile 3.500,00 TL"nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının tazmini istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan 21.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda, aracın kaza öncesi piyasa rayiç bedelinin 58.000,00 TL olduğu aracın değer kaybının bu bedelin %10 olduğu belirtilmiştir. Oysa davacının talep ettiği değer
kaybı, aracın olay tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri (aracın km"si, modeli, kullanım tarzı, önceden hasarlı olup olmadığı vs gözönünde tutularak) ile aracın gerekli onarımları yapıldıktan sonraki haliyle piyasa değeri arasındaki farktır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybı bu yönteme göre belirlenmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu yetersiz olup hüküm kurmaya elverişli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.