Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2601 Esas 2021/736 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2601 Esas 2021/736 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/2601
Karar No : 2021/736
Karar Tarihi : 04/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2601 Esas 2021/736 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/2601 E.  ,  2021/736 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... ile davalılar Batı Sigorta A.Ş., ..., ...Kargo A.Ş., ...Turizim Uluslararası Otobüs İşletme Ltd. Şti., ihbar olunan .... Sigorta A.Ş. aralarındaki dava hakkında ...Asliye Hukuk Mahkemesinden (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 18/12/2013 tarih, 2006/131-2013/138 sayılı hükmün Dairemizin 04.12.2018 gün 2017/1576-2018/11631 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili ve davalı...Kargo A.Ş. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    - K A R A R -
    1-Davalı .... Kargo A.Ş. vekilinin karar düzeltme talebi yönünden;
    Dosya içeriğine, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre 6100 Sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrası delaletiyle 1086 Sayılı HUMK"un 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacı vekilinin karar düzeltme talebi yönünden;
    Taraflar arasındaki, trafik kazasından kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, davacı vekili, davalı ... Kargo A.Ş. vekili, davalı ....Murat Turizm Ltd. Şti. vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine her ne kadar Dairenin yukarıda numarası yazılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş ise de; aşağıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteği yerinde görülerek yapılan incelemede;
    Davacı vekili, müvekkilinin ...’da işçi olarak çalışmakta iken kurs için gönderildiği yerden dönerken içinde yolcu olarak bulunduğu otobüsün karıştığı kazada yaralandığını, sağ ve sol bacak bilekleri, sağ ve sol omuz ve çene kemiğinin kırıldığını, başından yaralandığını ve dalağının operasyon ile alınmak zorunda kalındığını, hala tedavisinin devam ettiğini, maluliyet durumunun alınacak raporlarla belirleneceğini, davalıların ise kazaya karışan araçların işleteni ve sigortacıları olarak ortaya çıkan
    zarardan sorumlu olduklarını açıklayıp, dava dilekçesi ile 1.000,00 TL tedavi gideri, 3.000,00 TL iş göremezlik tazminatı ile 40.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 05.06.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırmıştır.
    Dosya kapsamında bulunan sağlık kurul raporlarında davacının sol femur boyun fraktürü, sol biomolleoler fraktürü, sağ femur fraktürü, bilateral collum chircium fraktürü, sol collum femoris fraktürü, sol tibia fraktürü, sağ collum humerus fraktürü, sağ mandibula kırığı ve başkaca yaralanmaları nedeni ile operasyonlar geçirdiği, anılan operasyonlar sebebi ile davacıya istirahat raporları düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Davacıda oluşan maluliyet oranının tespitine yönelik olarak alınan Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 24.08.2007 tarihli raporunda; kurulca 06.07.2007 tarihinde muayene edilen davacının sol kalça eklem hareket kısıtlılığı, sol tibia kırığı ve dalak çıkarılması arızaları nedeni ile mesleği “düz işçi” yani meslek grup numarası “1” olarak esas alınarak davacının %46.2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı belirtilmiş, aynı raporda maluliyete esas alınan organlar yönünden XII...6a...25: %29...XII...32a...İ: %5...XI...3...15:%19 oranları esas alınmış; davalı tarafın itirazları üzerine, aynı kuruldan alınan 15.08.2011 tarihli raporda ise; davacının mesleği “tapograf teknisyeni” yani meslek grup numarası “18” olarak esas alınarak, davacının %83.19 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı belirtilmiş, raporun devamında ise, düzenlenen bu rapor ile 24.08.2007 rapordaki maluliyet oranları konusundaki farklılığın; davacının 07.01.2011 tarihli muayenesinde tespit edilen tibia arızasının ve kalça protezinin daha önceki raporun düzenlenmesi için yapılan 06.07.2007 tarihli muayenesinde sehven dikkate alınmamış olmasından ve meslek grup numarasının ilk raporda “1” olarak, bu son raporda ise meslek grup numarasının “18” olarak esas alınmasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Anılan raporun tebliğ üzerine davalı taraf, davacının ilk rapora itiraz etmediğinden ilk rapordaki maluliyet oranının davacı yönünden kesinleştiğini ve davalı taraf lehine kazanılmış hak oluşturduğunu, %83.19 oranındaki maluliyet oranının tazminata esas alınamayacağını savunmuştur.
    Dosya kapsamında bulunan, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının Sürekli İş Göremezlik Derecesi Tespit kararında, davacının sürekli iş göremezlik derecesinin E cetveline göre %68 olduğu tespit edilmiştir.
    Mahkemece tazminat hesabına ilişkin alınan raporda, maluliyet oranının %68 olarak esas alınması halinde davacının karşılanmamış zararının 104.486,58 TL olduğu; maluliyet oranının %83.19 olarak esas alınması halinde 187.458,63 TL tutarında sürekli iş göremezlik tazminat hakkının mevcut olduğu belirtilmiş, davacı vekilince %83.19 oranına göre yapılan hesaplama doğrultusunda maddi tazminat talebi artırılmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıda oluşan maluliyet oranının %68 olarak esas alındığı tazminat miktarına karar verilmiştir.
    Anılan kararın temyizi üzerine Dairece, yukarıda numarası yazılı bozma ilamının 2. bendi ile “... anılan rapordaki %46.2 maluliyet oranı yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmek suretiyle, %46.2 maluliyet oranına göre işgöremezlik tazminatı hesabının yapılması hususunda,...” hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de aşağıda açıklanacağı üzere Dairenin bu bentteki bozma kararı dosya kapsamına uygun düşmediğinden bozma ilamının 2. bendinin aşağıdaki gerekçe ile değiştirilerek kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Şöyle ki;
    Davacıda oluşan maluliyet oranının tespiti için alınan 24.08.2007 tarihli raporda davacının sol kalça, sol tibia, dalak çıkarılması arızaları yönünden maluliyet oranı tespit edilmiş ve bu organlarındaki medyana gelen arazlar nedeni ile davacıda oluşan maluliyetin %46.2 olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça bu rapora itiraz edilmemiş olup bu rapor davacı yönünden kesinleşmiş ise de anılan rapor, sadece bu rapora esas alınan organ (sol kalça, sol tibia, dalak çıkarılması) arazları yönünden ve meslek grup numarası(düz işçi “1”) yönünden kesinleşmiştir. Bu nedenle davalının itirazı üzerine alınan 15.08.2011 tarihli raporda davacının meslek grup numarasının “1” değil de “18” olarak esas alınması ve buna bağlı olarak da 24.08.2007 tarihli raporda sol kalça, sol tibia, dalak çıkarılması yönünden esas alınan maluliyet oranlarının (XII..6a...25: %29....XII...32a...İ: %5...XI..3...15: %19) davacı yönünden kesinleştiği gözetilerek 15.08.2011 tarihli raporda da bu organlar yönünden 24.08.2007 tarihli rapordaki oranların uygulanması gerekirken 15.08.2011 tarihli raporda bu organ arazları için daha yüksek maluliyet oranlarının belirlenmesi (Bbba 40: %62... VII: 3b...20: %39...XII...32a..1: %22...XI...3.15: %19:) ile daha yüksek oranda maluliyet oaranının tespiti nedeni ile 15.08.2011 tarihli raporun hükme esas alınmaması isabetli ise de, mahkemece gerekçesi açıklanmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının Sürekli İş Göremezlik Derecesi Tespit kararında belirlenen %68 oranında maluliyet derecesinin hükme esas alınması da doğru görülmemiştir.
    Buna göre mahkemece yapılacak iş; davacı tarafın 24.08.2007 tarihli rapora itiraz etmediği ve bu rapor içeriğindeki hususların davacı yönünden kesinleştiği ve davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek 24.08.2007 tarihli rapordaki veriler aynı kalmak suretiyle sadece sehven unutulan ve ilk raporda maluliyet tespitinde esas alınmayan tibia arızası ve kalça protezi yönünden yine davacının meslek grup numarası “1” olarak esas alınarak bu organlar için belirlenecek oranların ilk rapordaki organ arazlarına eklenerek maluliyet oranının tespiti yönünde bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    Açıklanan nedenler karşısında; davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin bozma kararındaki 2. bentteki gerekçenin tümden çıkarılarak, yerel mahkeme kararının yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Yurtiçi Kargo A.Ş. vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 4.12.2018 gün 2017/1576-2018/11631 sayılı bozma ilamındaki 2. bendin tümden çıkarılmasına, yerine yukarıda yazılı bozma nedeninin yazılmasına ve hükmün yukarıda yazılı değişik gerekçe ile BOZULMASINA, 520,95 TL para cezasının davalı Yurtiçi Kargo A.Ş"den alınarak Hazineye gelir kaydettirilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 31,10 TL kalan red harcının karar düzeltme isteyen davalı Yurtiçi Kargo A.Ş"den alınmasına, tashihi karar peşin harcının istek halinde davacıya geri verilmesine, 04/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara