Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/5176 Esas 2016/1776 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/5176 Esas 2016/1776 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2014/5176
Karar No : 2016/1776
Karar Tarihi : 16/02/2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/5176 Esas 2016/1776 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/5176 E.  ,  2016/1776 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : 1-...

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ve davalı ...... vekili ile davalı ... tarafından istenmiş, davacı ... vekili ve davalı ... vekilince duruşma telep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.02.2016 Salı günü taraflar adına gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkilinin sevk ve idaresindeki araçla, davalıların sürücüsü, maliki ve trafik (....) sigortacısı oldukları aracın çarpışması sonucu müvekkilinin yaralanarak daimi maluliyete uğradığını ileri sürerek kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 500 TL geçici iş göremezlik, 400 TL sürekli iş göremezlik zararı, 50 TL bakıcı parası, 25 TL tedavi gideri ve 25 TL araç değer kaybı olmak üzere toplam 1.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 15.000 TL manevi tazminatın davalılar ....."nden müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20.09.2012 tarihli celsede değer kaybı talebinden feragat etmiş, 19.09.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 1.000,63 TL geçici iş göremezlik, 45.197,97 TL sürekli iş göremezlik zararı, 638,70 TL bakıcı parası, 316,44 TL tedavi gideri olarak belirlemiştir.

    ...
    Davalı ... şirketi vekili, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu belirtmiş, davalı ... davaya cevap vermemiş, diğer davalı ise ileri sürülen kusur durumunun gerçeği yansıtmadığını savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 35.365,31 TL maddi, 8.000 TL manevi tazminatın -sigorta şirketi sadece maddi tazminattan ve dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olmak üzere- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı .... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur ve maluliyet oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ..."ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    SGK tarafından davacıya ait hizmet döküm cetveli dosyaya gönderilmiş, mahkemece hükme esas alınan 30.07.2012 tarihli bilirkişi raporunda, bu cetvelde kazanç kısmında yer alan ücret hesaplamaya baz alınmış, ayrıca pasif dönem hesabında da aynı ücret kullanılmıştır.
    Bu cetvelde yer alan ücret o tarihte yürürlükte olan brüt asgari ücret olup, davacının eline geçen net miktarın bu belgeden anlaşılabilmesi mümkün değildir. O halde mahkemece davacının o tarihte çalıştığı işyerinden ücret bordrolarının getirtilmesi, akabinde aktif dönem hesabının bordrodaki ücret üzerinden, pasif dönem hesabının ise asgari geçim indirimsiz net asgari ücret üzerinden yapılması için bilirkişiden ek rapor aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
    3-Mahkemece davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para
    ....
    tutarı adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayda, olayın meydana geldiği tarih, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, tarafların kusur oranı ve davacının maluliyet oranı gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı bir nebze hafifletebilmek için adalete uygun düşmemekte olup, bir miktar az bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı .... vekili ile davalı ..."ın sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekili ile davalı ..."ın, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar....i. ile ..."a geri verilmesine 16/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara