Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/209 Esas 2021/425 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/209 Esas 2021/425 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/209
Karar No : 2021/425
Karar Tarihi : 01/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/209 Esas 2021/425 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/209 E.  ,  2021/425 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; müvekkil bankanın dava dışı kredi borçlusu ... Nakliyat Tarım ve Gıda ürünleri Paz. San. Tic. Ltd Şti"nin kullandığı kredilerin müşterek borçlu müteselsil kefili ..."dan Babaeski 1. İcra Müdürlüğü"nün 2010/780 sayılı dosyası ile alacaklı olduğunu, davalı borçlunun dava konusu taşınmazın tamamını 12/02/2010 tarihinde diğer davalı ..."e 38.500,00 TL bedelle satış suretiyle devrettiğini,davalı-borçlunun, taşınmazını düşük bedelle ve alacaklısını ızrar ve alacaklısından mal kaçırmak gayesiyle elinden çıkardığını, alıcı ..."in ise ... ile akrabalık bağının olması nedeniyle satıcının borca batık olduğunu ve borçlunun mal kaçırma kastını bilebilecek konumda bulunduğunu belirterek; dava konusu taşınmaza ilişkin tasarruf işlemlerinin iptaline, Babaeski İcra Müdürlüğü"nün 2010/780 sayılı dosyasından cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisinin tanınmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili; satışı yapılan mal"ın haczedilmezlik niteliğinde olduğunu, ..."ın haline uygun, hiç ipotek edilmemiş tek meskeni olduğunu, haczedilmezlik niteliğindeki mal için iptal davası açılamayacağını, satışın gerçek satış olduğunu, ihtiyaçtan satış yapıldığını, esas kredi borçlusu şirket hakkında davacı tarafın itirazın iptali davası açmadığını belirterek; davacının davasının reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Dairemizin 02/07/2018 tarih ve 2016/8107 Esas, 2018/6610 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalı ..."ın halen dava konusu taşınmazda oturmasının ve taşınmaz için İcra Hukuk Mahkemesinde meskeniyet iddiasında bulunmasının tek başına davalı ..."in İİK"nun 280/1. Maddesi kapsamında davalı ..."ın malvarlığının borçlarına yetmediğini, alacaklılarına zarar verme kastıyla heraket ettiğini, davalı ..."nin içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bildiğini veya bilmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğunu ispata yeterli olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda, mahkemece; davalı ..."ın halen dava konusu taşınmazda oturmasının ve taşınmaz için İcra Hukuk Mahkemesinde meskeniyet iddiasında bulunmasının tek başına davalı üçüncü kişi ..."in İİK"nun 280/1. maddesi kapsamında davalı ..."ın malvarlığının borçlarına yetmediğini, alacaklılarına zarar verme kastıyla heraket ettiğini, davalı ..."nin içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bildiğini veya bilmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğunu ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
    Somut olayda; dava konusu taşınmaz davalı borçlu ... adına kayıtlı iken; 12/02/2010 tarihinde davalı 3.kişi ...’e devredilmiştir. Dosyada mevcut nüfus kayıtlarından davalı 3. kişi ...’in borçlu ...’ın arasında akrabalık bağı bulunduğu ve dava konusu taşınmaz davalı ...’e devredilmesine rağmen hala davalı borçlu ...’nin ikamet ettiği, buna göre davalı 3.kişi ...’in İİK"nun 280/1 maddesi kapsamında borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara