Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2510 Esas 2016/5952 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2510 Esas 2016/5952 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2016/2510
Karar No : 2016/5952
Karar Tarihi : 16/05/2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2510 Esas 2016/5952 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/2510 E.  ,  2016/5952 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacı aracına çarpmasıyla oluşan kazada aracın hasar gördüğünü, davalıya yapılan başvuru üzerine açılan hasar dosyası kapsamında hasar bedelinin davalı tarafından ödendiğini, davacının sigorta eksperinden aldığı raporla 7.950,00 TL. değer kaybı saptandığını, davalıya değer kaybının ödenmesi için başvuru yapılmış olmasına rağmen davalının ödeme yapmadığını, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada tazminat miktarı belirli hale geldiği anda artırılmak kaydıyla 500,00 TL. değer kaybının 13.08.2014"ten işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 21.09.2015 tarihli dilekçesiyle talebini 4.000,00 TL"ye yükselterek bu bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... şirketi, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmaları da takip etmemiştir.
    Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 4.000,00 TL. değer kaybı tazminatının 500,00 TL"lik kısmının dava tarihinden, 3.500,00 TL"lik kısmının ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya Içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan araç değer kaybı bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK"nun 107/1. maddesinde "davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar yada değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir" düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise "karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Davacı taraf, davalıdan talep ettiği araç değer kaybı bedelinin tam olarak belirlenmesinin bilirkişi raporuyla mümkün olduğunu belirterek, davasını HMK"nun 107/1 maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açmış; değer kaybı bedelinin belirlendiği 15.09.2015 tarihli bilirkişi raporundan sonra, 21.09.2015 tarihli dilekçesi ile talebini artırmış ve bu bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacının HMK"nun 107/2. maddesine göre yaptığı bu artırım bir ıslah değildir.
    Dava konusu trafik kazasına karışan karşı araç için ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen 2918 sayılı KTK"nun 99/1. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce davacı tarafın başvurusunun, davalı sigortacıya ulaştığı tarih ile ilgili dosyada belge bulunmamakla birlikte, davalının başvuruyu 21.08.2014 tarihinde reddettiği görülmektedir. Bu nedenle mahkemece, başvuru tarihine göre belirlenecek temerrüt tarihine göre faiz hükmolunmayışı doğru değil ise de temyiz eden davacının talebiyle bağlı kalınarak bu hal, bozma sebebi yapılmamıştır.
    Ancak; davacının belirsiz alacak davası olarak açtığı davasında 21.09.2015 tarihli talep artırım dilekçesinde belirttiği kısım için de (davacının temyizindeki talebiyle bağlı kalınarak) dava tarihinden faize hükmolunması gerekirken, artırım tarihinden faize hükmolunması doğru değil

    bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ve temyiz dilekçesindeki talebiyle bağlı kalınarak, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine "davacı tarafın talep ettiği 4.000,00 TL. araç değer kaybı tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline” bendinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.5.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara