Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/13157 Esas 2016/10434 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/13157 Esas 2016/10434 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2014/13157
Karar No : 2016/10434
Karar Tarihi : 14/11/2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/13157 Esas 2016/10434 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/13157 E.  ,  2016/10434 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    -K A R A R-
    Asıl davada, davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücücü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacı ..."a ait traktöre çarpmasıyla oluşan kazada, aracın hasar gördüğünü, davacı sürücü ..."nın ağır şekilde yaralanıp malul kaldığını ve sürekli bakıma muhtaç hale geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, davacı ... için 6.708,83 TL. araç hasar bedeli ve davacı ... için 2.000,00 TL. maddi tazminat ile 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle
    birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 11.07.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, davacı ... yönünden maddi tazminat taleplerini 5.960,61 TL"ye yükseltmiştir.
    Birleşen davada, davacı vekili; asıl davaya konu olan kazada davacıya ait aracın hasar görüp değer kaybına uğradığını, zarara sebep olan davalı tarafa ait traktörün trafik sigortası bulunmadığından zarardan Güvence Hesabı"nın da sorumlu olduğunu belirterek 10.733,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; asıl davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 1.481,08 TL, davacı ... için 5.960,61 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davalı ...Ş"nin dava tarihinden işleyecek faizden sorumlu tutulmasına; davacı ... için 3.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."den müteselsilen tahsiline; birleşen davanın kısmen kabulü ile 7.937,21 TL. tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... Altay"ın yasal mirasçılarından tahsiline, diğer davalı Güvence Hesabı hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmiş; hüküm, asıl davanın davacıları vekili ile asıl davanın davalıları ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Asıl davanın davalıları ... ve ... vekilinin temyiz talebi yönünden; 04.03.2014 tarihli kararla ilgili temyiz dilekçesinin, davalılar vekili tarafından, HUMK"nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra verildiği ve temyiz defterine kaydedildiği görülmektedir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, davalılar vekilinin süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
    2-Asıl davanın davacıları vekilinin temyiz talebi yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman
    bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının ve bu kusur oranlarına göre yapılan maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacılar vekilinin, asıl dava ve birleşen davaya ilişkin olarak aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Birleşen davada davacı vekili, araç hasarı ile araç değer kaybı talebinde bulunmuş; mahkemece, davacının gerçek zararının tespiti hususunda inceleme yapılmadan, davalının gıyabında tek taraflı olarak yaptırılan, davalı tarafından açıkça itiraz edilmesi nedeniyle davalı yönünden bağlayıcı olmayan tespit raporundaki zarar miktarı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Bu durumda mahkemece, alanında uzman bir makine mühendisi bilirkişiden, birleşen davanın davacısına ait aracın gerçek hasar bedeli ve kaza nedeniyle hasar gören araçta oluşan değer kaybının ne olduğu konularında ayrıntılı, tespit raporunu da irdeleyen, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    4-Asıl davada, davacı ..."nın kazadaki yaralanması nedeniyle 10.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunulmuş; mahkemece, hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiş ise de; bu bedel, somut olayın özelliklerine uygun olmamıştır.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır
    iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu uğranılan cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacı ..."nın kafatası kemik kırığı, iç kanama, beyin doku hasarı oluşacak ve hayati tehlike geçirecek biçimde yaralanması nedeniyle zararın ağırlığı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davanın davalıları ... ve ... vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl davanın davacıları vekilinin, asıl ve birleşen davaya yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, asıl davanın davacıları vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davanın davalıları ... ve ... ile asıl davanın davacılarına geri verilmesine 14.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara