Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2844 Esas 2020/2200 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2844 Esas 2020/2200 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/2844
Karar No : 2020/2200
Karar Tarihi : 26/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2844 Esas 2020/2200 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2844 E.  ,  2020/2200 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili bankanın ... Şubesi borçlusu dava dışı ... Plastik Ür.Gıda San. Ve Tic. Şti. ve aval veren ...ile ... hakkında ... 8.İcra Müdürlüğünün 2013/9698 sayılı dosyası ile yapılan kambiyo takibinde borçluların borcunu karşılayacak malvarlığının tespit edilemediğini ve aciz içine düştüklerinin tespit edildiğini, davalılardan davacı bankaya borçlu olan ... ve ..."in adlarına kayıtlı taşınmazları alacaklı müvekkiline zarar verme kastı ile diğer davalılara sattıklarını, devir bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu öne sürerek taşınmazlara yönelik satış işlemlerinin alacakları ve ferilerine yetecek miktarda olmak üzere iptaline, taraflarına bu taşınmazların haczedilmesini ve satılmasını isteme, taşınmazlar üzerinde cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Davalı ... vekili, somut olayda davalıya izafe edilecek kusur ve hata bulunmadığını, dava açma şartlarının oluşmadığını, dava konusu edilen taşınmazlarda ki hisseler ile ilgili mahkemenin 2014/11 esas sayılı dosyasında açılan bir dava bulunduğunu ve karar verilmesine rağmen kesinleşmediğini, bu halde söz konusu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davada zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu, aciz belgesi bulunmadığını, yine davalı taraflar arasında mecburi veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından birlikte açılmasının mümkün olmadığını, davacının iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının iyiniyetli üçüncü kişi olup hisseleri davalı borçludan satın almadığını, davalının borçlunun ekonomik durumunu bilebilecek kişilerden olmadığını,kendilerinin Reşat’ın hissesini paydaş ve hissedar olması nedeniyle satın aldıklarını öne sürerek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, kendilerinin hissesini tapudan satmakla davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, kanuni şufa hakkının kullanılacağı yönünde ki irade nedeniyle sulhen devir talebine rıza gösterdiğini,mal kaçırma kastıyla bu yola gidilmediğini, ön koşul olan kesin veya geçici aciz vesikasının bu davada bulunmadığını, davacının satış bedeline dair iddialarının da yerinde olmadığını öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, yapılan işlemlerin tarafların gerçek iradelerini yansıtan hukuki işlemler olduğunu, mal kaçırma veya ivazsız bir işlem bulunmadığını, maddi durumlarının kötüye gitmesi nedeniyle bir kısmı mallarını nakde çevirip borçlarını ödemek için bu nakitleri kullandıklarını, davacının düşük bedel iddialarının gerçeği yansıtmadığını, aciz belgesi mahiyetinde belge bulunmadığını öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28/02/2017 tarih, 2016/357-2017/88 sayılı ilamında toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı ... vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile; davanın konusuz kalması halinde maktu karar ilam harcı alınmasının gerekmesine rağmen nispi harca hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/357 E.-2017/88 K. ve 28/02/2017 tarihli kararının kaldırılmasına, HMK"nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, buna göre konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcının tefrik öncesinde 2015/387 E sayılı dosyasında dava konusu parseller ile ilgili olarak alınan 426,93 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla gelen 391,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK"nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, dairemiz karar örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 391,03 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına 26/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara