Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5662 Esas 2015/14640 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5662 Esas 2015/14640 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2015/5662
Karar No : 2015/14640
Karar Tarihi : 21/12/2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5662 Esas 2015/14640 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/5662 E.  ,  2015/14640 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ... davası üzerine yapılan yargılama sonunda,kararda yazılı nedenlerle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, asıl davada; davacıya ait olup işyerinin önünde park halinde olan araca davalıların işleteni, sürücüsü, zorunlu ... sigortacısı olduğu araç tarafından çarpıldığını, davalı aracının duramayarak davacının işyerine girdiğini, davacının aracında ve işyerinde hasara neden olduğunuidavalı sürücünün kazada tam kusurlu olduğunu, oluşan hasarlar ve davacı aracındaki değer kaybının tespit dosyasında aldıkları bilirkişi raporuyla saptandığını, bu rapordaki diğer hesaplamalar yerinde ise de araç değer kaybı düşük saptandığından itiraz ettiklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 22.500,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 18.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talep olunan miktarı 35.000,00 TL"ye yükselterek davalı sigortacı tarafından yapılan ödemeler düşülerek belirlenen bakiye 6.167,13 TL"nin tahsilini talep etmiştir.
    Davacı vekili, birleştirilen davada ise; dava konusu kaza nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı aracında oluşan değer kaybı nedeniyle 3.550,00 TL, davacının işyerinde oluşan hasar bedeli olarak 5.910,00 TL, davacının işyerindeki zarar nedeniyle çalışamamasından kaynaklı kazanç kaybı olarak 100,00 TL, aracın tamir süresince araçtan mahrum kalma nedeniyle 100,00 TL. olmak üzere toplam 9.660,00 TL. maddi ... ın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 29.09.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile araç mahrumiyet zararı talebini 900,00 TL artırarak toplam 10.560,00 TL"nin tahsilini talep etmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili, talep olunan kazanç kaybının teminat kapsamında olmadığını, ... poliçesi gereği davacının gerçek zararından poliçe limitiyle sınırlı olarak ve sigortalılarının kusuru oranında sorumlu olduklarını, davadan önce davacının başvurusu bulunmadığından temerrüde düşmediklerini ve davacının olay tarihinden faiz isteyemeyeceğini, davacının birleşen davadaki taleplerinin asıl davada dava konusu olması nedeniyle birleşen davanın derdestlik nedeniyle usulden reddinin gerektiğini belirterek asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... ve ... Ltd.Şti. Vekili;davacının davasına dayanak yaptığı tespit dosyasındaki bilirkişi raporunu tek taraflı alınmış olması nedeniyle kabul etmediklerini, tespit raporundaki hesapların fahiş olduğunu, davacının sigortacıdan aldığı bedellerin mahsubunu gerektiğini, davacının zararı tespit dosyası ile saptanmış olduğundan davacının belirsiz alacak davası ya da kısmi dava açamayacağını, davacının birleşen davadaki taleplerinin asıl davada dava konusu olması nedeniyle birleşen davanın derdestlik nedeniyle usulden reddinin gerektiğini belirterek asıl ve birleşen davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece,kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının araç hasar bedeli ve işyerine verilen zarar talebinin 28.832,87 TL"lik kısmı yönünden davadan sonraki ödeme nedeniyle konusuz kalan dava kısmının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına;işyerine verilen bakiye zarar olarak 910,00 TL; araç değer kaybı olarak 3.500,00 TL"nin davalılardan müteselsilen tahsiline; işyeri kazanç kaybı talebinin reddine; birleştirilen davada ise 500,00 TL. araç değer kaybı bedeli ile 1.000,00 TL. araçtan mahrum kalma zarar bedelinin davalılardan müteselsilen tahsiline, işyeri kazanç kaybı ve işyerinde oluşan hasar bedeli talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz olunmuştur.
    Asıl dava, ... kazası sonucu davacının aracında ve işyerinde oluşan hasar bedeli, araçta oluşan değer kaybı, işyeri kazanç kaybı alacağı istemine; birleşen dava ise aynı kaza nedeniyle davacının aracında ve işyerinde oluşan hasar bedeli, araçta oluşan değer kaybı, işyeri kazanç kaybı zararı ve aracın kullanılamamasından kaynaklanan mahrumiyet zararından oluşan maddi ... ın tahsili istemine ilişkindir.
    1-Birleştirilen davada davalılar ...,... San. Tic. Ltd. Şti, ... A.Ş. vekillerinin temyiz itirazları bakımından; 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle HUMK"nun 427. (HMK 341 ve 361.) maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır.
    Somut olayda, davalılar aleyhine 1.500,00 TL. maddi ... ın tahsili yönünde karar verilmiş olup, temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalılar ..., ... San. Tic. Ltd. Şti, ... A.Ş. vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddi gerekmiştir.
    2-Davalı ... şirketi vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... şirketi vekilinin aşağıdaki bendin (3 nolu) kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Davacı tarafça,diğer alacak kalemleri yanında kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı da istenmiştir. Mahkemece benimsenen 29.08.2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 3.500,00 TL. değer kaybı ... ına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır.Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez.
    Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen üçlü bilirkişi heyetinden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ ve ... Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi(makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası,kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak,ayrıca davalı ... şirketinin gerçek zarar kapsamında bulunan araç değer kaybından sorumlu olduğu hususu da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    4-Davalılar ... ve ... San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin (5 nolu) kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    5-Davacının kaza nedeniyle aracında ve işyerinde oluşan hasar bedeline ilişkin toplam 28.832,87 TL"lik alacak kısmı yönünden, yargılamanın devamı sırasında yapılan ödemeler nedeniyle davanın konusuz kaldığının kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Ancak mahkemece konusuz kaldığı için esası hakkında karar verilmeyen bu alacak kısmının, esası hakkında karar verilen alacak kısmına eklenmesi suretiyle oluşan toplam bedel üzerinden, davacı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Zira, dava konusu alacakları davadan önce ödenmemiş olan davacının dava açmada haklı olduğu ve esası hakkında karar verilmeyen alacak kısmının, ön inceleme duruşma tutanağının imzalanmasından önceki tarihte yapılan ödemeler nedeniyle konusuz kaldığı da gözetildiğinde; AAÜT"nin 6/1. maddesinin ilk cümlesine göre davacı lehine vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    6-Davacı vekilinin asıl ve birleşen dosyaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin (7 ve 8 nolu) kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    7-Davacı tarafça, diğer alacak kalemleri yanında kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı da istenmiştir. Mahkemece benimsenen 29.08.2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, asıl ve birleştirilen dosyada toplam 4.000,00 TL. değer kaybı ... ına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez.
    Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen üçlü bilirkişi heyetinden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ ve ... Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi(makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    8-Kabule göre de; davacı taraf, asıl davada 35.000,00 TL,birleşen davada toplam 10.560,00 TL. maddi ... ın davalılardan tahsilini talep etmiş;mahkemece asıl davada 4.410,00 TL. ... ın davalılardan tahsiline, 28.832,87 TL"lik alacak kısmı yönünden konusuz kalma nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazla isteğin reddine; birleştirilenen davada ise 1.500,00 TL. ... ın davalılardan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiştir. Ayrıca davada kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunmuştur.
    Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT"nin 3/2 maddesinde "müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur" düzenlemesine; 12/1. Maddesinde "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir" düzenlemesine; 12/2 maddesinde ise "Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Somut olayda, davalılar ..., ... Ltd.Şti. ve ... A.Ş"nin davada kendilerini vekille temsil ettirdiği, davalıların davaya konu edilen ... tan davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu, her üç davalı bakımından red sebebinin aynı olduğu gözetilerek, tüm davalılar için asıl ve birleşen davada ayrı ayrı olmak kaydıyla tek bir vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, yazılı olduğu biçimde davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleştirilen davada davalılar ..., ... San. Tic. Ltd. Şti, ... A.Ş. aleyhine hükmolunan maddi ... a yönelik temyiz istemlerinin hükmün kesin olması nedeniyle reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, (6) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (7) ve (8) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 21/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara