Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2260 Esas 2020/286 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2260 Esas 2020/286 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/2260
Karar No : 2020/286
Karar Tarihi : 30/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2260 Esas 2020/286 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2260 E.  ,  2020/286 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ile ihbar olunan ...
    Sigorta A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili; 18/03/2007 günü davalının sevk ve idaresindeki aracın, müvekkili ... "ın kullanmış olduğu motorsiklete çarptığını, meydana gelen kaza sonucunda müvekkilinin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, sağlık kurulu raporuna göre maluliyet oranının %60 olarak belirlendiğini ve halen yürüyemediğini, kazanın oluşumunda davalının asli kusurlu olduğunu, sürekli olarak 3. kişinin yardımına muhtaç olacağını, bu nedenlerle fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile her iki müvekkili için 25.000,00 TL maddi, yine her iki müvekkili için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesine, karar verilmesini talep etmiş, 22.09.2016 tarihli birleşen davada davacılar vekili; ilk
    davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açıldığı için iş bu davada 550.305,97 TL maddi tazminatın, davacı ... için 50.000,00 TL manevi tazminatın, tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen 2015/221 esas sayılı davada davacı ... vekili; ilk kararda hükmedilen tazminat yönünden davacıların icra takibi yaptığını, 50.146,99 TL talep edildiğini, poliçe limitine göre kalan bakiyenin kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 22.668,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi olmak üzere 37.668,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine, davacı ... yönenden açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. HD"nin 2013/1213 -2013/19249 sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 572.973,97 TL"nin davalı ... şirketi poliçe limitiyle sorumlu tutulmak kaydı ile davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 550.305,97 TL"ye birleşen dosyada dava tarihi olan 22/09/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı ... için 10.000,00 TL ve ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ile ihbar olunan ... Sigorta A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-İhbar olunan ... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    Dava, Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davada davacı ve davalı olmak üzere iki taraf vardır. Mahkemeden, hakkının korunmasını isteyen davacı, bu hakkı inkar ya da ona tecavüz ettiği ileri sürelen de davalı olarak nitelenir. Bir davanın taraflarının kimler olduğu ise, dava dilekçesinde belirtilir. Demek ki, istemde bulunan kimsenin taraf olarak gösterdiği kişi usul hukuku yönünden taraftır. Eylemli olarak dava eden ve edilen, taraf sayılmıştır (KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. B., C. I, İstanbul 2001, s. 886).
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yalnızca taraflara hak sağlanabilmesi ve yükümlülük yüklenmesi ile verilen hükmün yalnızca davanın tarafları bakımından kesin hüküm teşkil etmesi nedeniyle davanın taraflarının belirlenmesi önem arz etmektedir.
    6100 sayılı HMK"nin 61. maddesi gereğince taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonulanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Ancak ihbar olunan kimse HMK’nin 61. maddesi vd. uyarınca davada davalı sıfatını kazanamayacağı gibi bu kişi aleyhine hüküm de kurulamaz.
    Somut olayda davacı yanın dava dilekçesi başlığı, içeriği ve istem bölümleri incelendiğinde davalı olarak trafik kazasında kazaya neden olduğunu ileri sürdüğü aracın sürücüsü olan ..."nın davalı olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında dava ... Sigorta A.Ş."ye ihbar edilmiş, mahkemece yargılama neticesinde ihbar olunan ... Sigorta A.Ş. aleyhine de hüküm kurulmuştur. Buna göre, aleyhinde davacı tarafından usulen açılmış ve harcı verilmiş bir dava olmadığı halde ihbar edilen ... Sigorta A.Ş. aleyhine hüküm kurulması doğru değildir.
    3-Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Eldeki davada yargılama sırasında alınan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 15.01.2016 tarih ve 6361 numaralı Sağlık Kurulu raporuna göre; trafik kazası sonrası davacı ..."da spinal kord yaralanması tespit edilmiş olup tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %96 olduğu, K.S.İ.Ü. Adli Tıp ABD Adli Tıp Uzmanı raporunda, davacıda trafik kazası nedeniyle sağ femurda
    parçalı kırık, sol femurda açık kırık, tibia kırığı meydana geldiği ve iki alt ekstremite de ayrı ayrı organların işlevini yitirdiği, Kahramanmaraş Devlet Hastanesinden alınan 17.05.2007 tarihli raporda ise vücut fonksiyon kayıp oranının %60 olarak belirlendiği, anlaşılmaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi"nce, "Davacı ..."ın davaya konu olan yaralanması nedeniyle uğradığı sürekli işgücü kaybının hesaplanmasında Kahramanmaraş Devlet Hastanesi"nden alınan ve 17/05/2007 günlü rapor esas alınmıştır. 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası"nın 16/II-c maddesi gereğince, meslekte kazanma gücü kaybı konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle görevli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu"ndan veya üniversite hastanelerinden alınacak kurul raporu ile davacının iş göremezlik oranı belirlenerek iş göremezlik zararının buna göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece açıklanan yön gözetilmeden, eksik incelemeyle karar verilmiş olması doğru olmadığından karar bu nedenle de bozulmalıdır." şeklindeki gerekçesi ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, ancak mahkemece bozmaya uyulmasına karar verildiği halde bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Her iki rapor arasında açıkça ve büyük oranda bir çelişki bulunmaktadır. Yapılacak iş, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Sağlık İşlemleri Tüzüğü"ne uygun çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    4-Öğretide ve Yargıtay Kararlarında manevi tazminat davasının kısmi dava olarak açılamayacağı, ıslah yoluyla da talebin artırılamayacağı benimsenmektedir. Manevi tazminat bir bütündür. Duyulan acı ve üzüntünün karşılığı dava yolu ile belirlenip karşı tarafa bildirildikten sonra arttırılması veya yeni bir dava açılarak istenmesi mümkün değildir. Manevi tazminatın takdirinde hakime çok geniş takdir yetkisi verilmiştir. Ödemenin uzaması, paranın değerindeki düşüşler, enflasyon nedeni ile alım gücünün azalması gibi etkenlerle hükmedilecek miktarın faizi ile birlikte tahsilinin, zararı karşılamaktan uzak olması, manevi tazminatın bölünerek istenmesini haklı göstermez. O halde manevi tazminat istemi, manevi tazminatın bölünmezliği kuralına aykırı biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamaz ve manevi zararın HMK’nın 107. maddesine göre dava yolu ile tespiti de istenemez.
    Somut olayda davacı vekili 2008/118 E. (2014/162E.) sayılı dosyada dava dilekçesinde davacılar için 25.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, daha sonra birleşen 2016/425 E. sayılı dosyada, davacı ... için tekrar 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, Mahkemece davacı ... için 10.000,00 TL, davacı ... için 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Yukarıdaki açıklamalara göre davacılar vekilince manevi tazminatın bölünmezliği ve tekliği ilkesine aykırı olarak davacı ... lehine asıl ve birleşen davada ayrı ayrı manevi tazminat talep edilmiş olması doğru olmadığı gibi, Mahkemece davacı ... lehine manevi tazminatın hangi davada hüküm altına alındığının belli olmaması da bozmayı gerektirmiştir.
    5-Eldeki davada, birleşen 2015/221 esas sayılı dosyada davacı ... vekili, 2008/118 E. sayılı dava dosyasında hükmedilen tazminat yönünden davacıların icra takibi başlattığını, 50.146,99 TL talep edildiğini, poliçe limitine göre kalan bakiyenin kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak mahkemece birleşen bu dava yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    6-Bozma sebep ve şekline göre davalı ... vekilinin hesap bilirkişi raporlarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan ... Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının, (3), (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (6) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve ihbar olunan ... Sigorta A.Ş"ye geri verilmesine 30/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara