Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10877 Esas 2016/6162 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10877 Esas 2016/6162 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2015/10877
Karar No : 2016/6162
Karar Tarihi : 23/05/2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10877 Esas 2016/6162 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/10877 E.  ,  2016/6162 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili, davalı .... vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacı ..."a ait olan ve kaza anında..."in içinde bulunduğu araca asli kusurlu olarak çarpmasıyla yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, kazada her üç davacının da yaralandığını, davacı ..."ın yaralanması nedeniyle 120 gün işgücü kaybı yaşdığını, aracın ağır hasara uğrayıp pert olduğunu ve araçtaki ticari malların telef olduğunu, ayrıca her üç davacının kaza nedeniyle manevi zarara da uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ... için toplam 45.811,00 TL. (17.500,00 TL. araç değer kaybı, 12.000,00 TL. işgücü kaybı, 15.000,00 TL. zarar gören mallar bedeli ve 1.311,00 TL. tedavi gideri olmak üzere) ve davacı ... için 734,51 TL. tedavi gideri toplamı olan 46.545,51 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsilini; davacı ... için 30.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL. ve davacı .... için 10.000,00 TL"den toplam 60.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ..."tan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

    Davalılar ... ve ... vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı ..."in kazada yaralanmaması nedeniyle tazminat talep hakkı olmadığını, davalı aracının sigortacısı tarafından davacı zararlarının ödendiğini, kazadan sonra oluştuğu iddia olunan rahatsızlıklar ile kaza arasında illiyet bağı bulumadığını, araç içindeki mallara ilişkin sunulan faturaların kaza tarihiyle uyuşmadığını, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı... vekili, diğer davalı ..."e ait aracın trafik sigortacısı olduklarını, 2 yıl içinde açılmayan davanın zamanaşımına uğradığını, dava öncesinde şirketlerine yapılan başvuru olmadığından temerrüde düşmediklerini, sigortalılarının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı tarafın araç değer kaybına ilişkin isteminin araç hasarının dava öncesinde kasko şirketi tarafından karşılanmış olması nedeniyle reddine, talep olunan tedavi giderlerinin kaza ile illiyet bağı bulunmadığından reddine, araç içerisindeki ticari mallar bedeline ilişkin istemin kısmen kabulü ile malların miktarı tam olarak tespit edilemediğinden Türk Borçlar Kanunu"nun 50/2 maddesi gereği takdiren 2.000,00 TL"nin davalı ..."dan dava tarihinden, diğer davalı gerçek kişilerden kaza tarihinden işleyecek faiziyle müteselsilen tahsiline, davacı tarafın sürekli işgücü kaybı talebinin reddine, davacı ... için 30 günlük geçici işgücü kaybı karşılığı 2.250,00 TL"nin davalı ..."dan dava tarihinden, diğer davalı gerçek kişilerden kaza tarihinden işleyecek faiziyle müteselsilen tahsiline, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı ... için 4.000,00 TL, davacı ... için 2.000,00 TL. ve davacı .... için 500,00 TL"nin davalılar ... ve ..."tan kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline ve davacılara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... A.Ş. vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmama-

    sına, özellikle maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı ... A.Ş.(eski ...) vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacılar vekili, dava konusu kaza nedeniyle davacıların işgücü kaybına uğradıkları, uzun süren tedavi sürecinde duydukları elem gerekçeleriyle davacı .... için 10.000,00 TL, davacı ... için 20.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
    Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; davacı ...."in olay nedeniyle hayati tehlike geçirecek ve kafatasında kırıklar oluşacak şekilde yaralandığı, davacı ..."in de hayat fonksiyonlarına etkisi orta derecede kabul edilen kemik kırıkları oluşacak şekilde yaralandığı, davacıların yaralanmalarındaki zararın ağırlığı ve kusur oranları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım

    gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    3-Davacılar vekili tarafından, davacı ... ve Ahmet"in kazadaki yaralanmaları nedeniyle yapıldığı iddia olunan tedavi giderlerinin de tahsili talep edilmiş; mahkemece, davacı ..."ın toplanan tedavi belgeleri üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesinde, tedaviler ile kazadaki yaralanmalar arasında illiyet bağı bulunmadığı yönünde bildirilen görüşe itibarla ve bu gerekçeyle, ayrıca tedavi giderlerinden Başkanlığı"nın sorumlu olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
    Borçlar Kanunu"nun 42. maddesinde "Zararı ispat etmek müddeiye düşer, zararın hakiki miktarını ispat etmek mümkün olmadığı takdirde hakim, halin mutat cereyanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin eder" düzenlemesine yer verilmiş; aynı yöndeki düzenleme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 50. maddesiyle de benimsenmiştir.
    Davaya konu kaza nedeniyle açılan ceza soruşturması kapsamında alınan doktor raporuyla, davacı ..."in vücudunda kemik kırığı oluştuğu, yine davacı ..."ın vücudunda ekimozlar oluştuğu sabittir. Kazadaki yaralanmaları sabit olan davacıların tedavi görmesi de mutlak bir gerçeklik olduğuna göre; davacılarda tespit edilen yaralanmaların tedavi şeklinin ne olacağı, bu tedaviler için yapılacak giderlerin miktarı, tedavi gideri ve tedavi yol gideri olarak davacıların yapmak durumunda kalacağı ödemelerin miktarı, Başkanlığı tarafından Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri kapsamında tedavi giderlerinin karşılandığı da gözetildiğinde, kapsam dışı bırakılan paramedikal tedavi giderlerinin miktarı konularında uzman bilirkişiden gerekçeli, denetime açık, ayrıntılı rapor alınmak suretiyle; BK"nun 42. maddesi (TBK"nun 50/2. maddesi) gereği davacılar lehine hakkaniyete uygun miktarda tedavi giderine hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle talebin reddine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... A.Ş. (eski ...) vekili ile davalılar Taner Lodos ve Şener Lodos vekilinin yerinde

    görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 535,71 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... A.Ş ve ... ile ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 23.5.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara