Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/11985 Esas 2016/2091 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/11985 Esas 2016/2091 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2015/11985
Karar No : 2016/2091
Karar Tarihi : 22/02/2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/11985 Esas 2016/2091 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/11985 E.  ,  2016/2091 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :........... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline ait araca davalıların sürücüsü ve maliki olduğu halk otobüsünün çarpması sonucu aracın kullanılamaz hale geldiğini, davalı sürücünün kaza tutanağını yazdığını ancak imzalamadan olay yerini terk ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hasar bedeli için 5.000,00 TL, değer kaybı için 10.000,00 TL, araç kullanılamaz duruma geldiğinden işyerine taksi ile gidip geldiğinden ulaşım gideri için 1.500,00 TL olmak üzere 16.500,00 TL maddi ve maruz kalınan psişik travma nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı Mukadder Koç, trafik kazasının davacının anlattığı gibi olmadığını, otobüs durağına girmeden devam ederken yol daraldığı için durduğunda solundan davacı araç geçerken kazanın gerçekleştiğini, davacının aracının sadece arka kapısında enlemesine bir zarar olduğunu, davacı araç sürücüsü tutanağın kendi istediği şekilde yazılmasını istediğinden trafik tutanağını imzalamadığını, kusursuz olduğunu, talebin fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ........ vekili, müvekkilinin kazaya karışan aracın maliki olduğunu, davacının kazayı tamamen farklı bir şekilde tutanağa geçirmesi ve tutanağın el yazısı ile oluşturulması nedeniyle diğer davalı sürücünün tutanağı imzalamadığını, davacının belge sunma zorunluluğu olduğunu, manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, maddi tazminat isteğinin kısmen kabul, kısmen reddi ile, 1.950,00 TL araç değer kaybı ile 1.000,00 TL on günlük taksi gideri olmak üzere toplam 2.950,00 TL tazminatın dava tarihi olan 07/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair faiz isteğinin reddine, manevi tazminat isteğinin kısmen kabul, kısmen reddi ile, 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı tarafça maddi tazminat yanında, 5.000 TL manevi tazminat talep edilmiş, mahkemece 1.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890.00 TL’na çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, davalılar hakkında verilen 1.000 TL manevi tazminat davalılar yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli, değer kaybı, ikame araç bedeli(ulaşım gideri) ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan 01.07.2014 havale tarihli makine mühendisinden aldırılan bilirkişi raporunda davacıya ait aracın tamir süresi belirlenmeden, aracın servise girişi ve teslim tarihi arasında 10 gün olduğu için tamiri 10 gün sürdüğünden bahisle 10 günlük süre için ikame araç bedeli tespit edilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece dava konusu aracın mevcut hasarına göre tamir süresi belirlenerek, belirlenen tamir süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın
(davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt, amortisman vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra)ikame araç bedelinin (ulaşım gideri) tespiti hususlarında aynı bilirkişiden ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4- Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybı denetime olanak vermeyecek şekilde belirlenmiştir. Bilirkişi raporu hüküm vermeye yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece, aynı bilirkişiden, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespit edilmesinden sonra aradaki farkın hesaplanarak değer kaybı miktarının bulunması hususunda ayrıntılı, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
5-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin harca ilişkin, davalılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin davalılar aleyhine hükmedilen 1.000 TL manevi tazminata yönelik itirazlarının miktar itibari ile REDDİNE,(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin harca
ilişkin, davalılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

Avukata Sor Hemen Ara