Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19301 Esas 2016/4726 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19301 Esas 2016/4726 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2015/19301
Karar No : 2016/4726
Karar Tarihi : 13/04/2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19301 Esas 2016/4726 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/19301 E.  ,  2016/4726 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı ... aleyhindeki davanın reddine, diğer davalılar aleyhindeki davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, 16.09.2014 tarihinde davalı ...’ye zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait, sürücü ... idaresindeki araç ile müvekkile ait, park halindeki araca çarparak hasar verdiğini, davalı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak araç değer kaybı için 5.00,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 30.06.2015 tarihli dilekçe ile istemini 5.500,00 TL’ye ıslah etmiştir.
    Davalı Yapı Kredi Sigorta AŞ vekili, dava konusu hasar bedeli olan 6.604,00 TL"nin 10.05.2012 tarihinde davacıya ödediğini, müvekkili davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine istemiştir.
    Davalı ... ile diğer davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile 5.500,00 TL’nin davalı ... Aracın dan kaza (sigorta şirketi için poliçe limiti ile sınırlı ve dava) tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline, davalı ... aleyhindeki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. ve 19. maddeleri hükümlerine göre trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kayıt maliki, işleten konumunda olmadığını işletenin bir üçüncü kişi olduğunu kanıtladığında, malik olmasına karşın, işleten sıfatıyla sorumlu tutulamaz. Bununla birlikte, zarar gören kişi, davasını açmadan önce işletenin trafik kaydında adı yazılı kişi olup olmadığı konusunda bir araştırma yapmakla yükümlü kılınamaz. Olağan olanı, davanın trafik kaydında adı yazılı kişiye yöneltilmesidir.
    Somut olayda da davacı, trafik kaydına dayanarak davalı ... aleyhine dava açmış, davalının işleten olmadığı ileri sürdüğü kanıtlarla doğrulanmıştır. Bu nedenle davanın açılmasında davacının bir kusuru bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddi nedeniyle davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nin geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nin 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. Fıkrasındaki “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."na verilmesine,” ibaresinin hükümden çıkarılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara