Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/2341 Esas 2021/2722 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/2341 Esas 2021/2722 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2021/2341
Karar No : 2021/2722
Karar Tarihi : 15/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/2341 Esas 2021/2722 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2021/2341 E.  ,  2021/2722 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, davalı ... şirketine kasko poliçesi ile sigortalı, davacının maliki olduğu ve ...’nun sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kazada meydana gelen hasar bedelinin başvuruya rağmen ödenmediğini belirterek, 39.000,00 TL aracın 2.el rayiç değeri, 652,90 TL yargılama masrafı, 1.850,77 TL eksper ücreti ve 354,00 TL çekici ücreti olmak üzere şimdilik toplam 41.857,67 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, sürücünün tespit edilemediği ve kasten beyan yükümlülüğünün ihlal edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 36.000,00 TL araç tazminat bedeli, 354,00 TL çekici masrafı, 1.850,77 TL eksper ücreti olmak üzere toplam 38.204,77 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına,
    bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    a-)Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu tür sözleşmeler, Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesi hükmü uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak ticari işlerden olduğuna ve ticari nitelikte faiz istenebileceğine göre, davacı vekilinin dava dilekçesinde ticari faiz talep etmiş olmasına göre ticari faize hükmedilmesi gerekirken yasal faize karar verilmesi,
    b-)Poliçe ve riziko tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1427/2. maddesi hükmüne göre; "Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur."
    Kaza tarihinde yürürlükte olan Kasko Genel Şartlarının B.3.3.4.1. maddesi "Sigortacı hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 işgünü içinde Genel ve Özel Şartlar kapsamında gerekli incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip sigortalıya ödemek zorundadır. Tazminat ödeme borcu her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olur" düzenlemesini getirmiştir.
    Somut olayda; davadan önce zararın tazmini için sigorta şirketine başvurulmuş, dosyada bulunan ekspertiz raporuna göre 05/01/2015 tarihinde riziko ihbar edilmiştir. Ekspertiz raporu 01/02/2015 tarihinde düzenlenmiş ve hasar talebi red edilmiştir. Buna göre; davalı ... şirketinin 14/02/2015 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. Davacının faiz başlangıç talebi kaza tarihidir. Bu durumda mahkemece, 14/02/2015 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değil bozma nedeni ise de, bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı
    HMK"nın geçici 3/11. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nm 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2a-b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki "dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline" ibaresinin çıkartılarak yerine "14/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara