Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3052 Esas 2021/2554 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3052 Esas 2021/2554 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/3052
Karar No : 2021/2554
Karar Tarihi : 10/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3052 Esas 2021/2554 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/3052 E.  ,  2021/2554 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davacıya ait KASKO sigortalı aracın, davacının kullanımında iken yoldaki mucur sebebi ile arabanın kayması sonucu yolun kenarındaki çukura girerek devrildiğini ve aracın kullanılmaz hale geldiğini, oluşan zararın tazmin edilmesi istemi ile davalı sigortacıya yapılan başvurunun reddedildiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile araçta oluşan zarar bedeli 17.414,16 TL"nin kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmininine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 31/03/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 6.463,14 TL arttırarak toplam 23.877,30 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
    Yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece verilen davanın reddine dair karar davacı vekilinin temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 15/11/2017 tarihi ve 2016/19707-2017/10588 sayılı ilamı ile davacı aracı ile ilgili trafik tescil bürosundan aracın ilk tescilinden itibaren tüm bilgileri ve plaka değişikliği olmuşsa bununla ilgili belgeleri içeren tescil dosyası getirtilerek aracın esaslı unsurları (motor-şasi numarası vs.) yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak kazaya karışan araçla davacı aracının aynı olup olmadığı, poliçe bilgileri ile uyum gösterip göstermediği
    araç üzerinde inceleme yapılmak üzere hükme esas alınmaya ve denetime elverişli uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınarak toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece uyulan bozma ilamına göre yapılan tahkikat, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, KASKO Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda; Horasan-Erzurum Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden kazalı aracın ilk tescilinden itibaren tescil dosyasının getirtilmesinden sonra, konusunda uzman Makine Mühendisi Bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş, talimat yoluyla aldırılan raporda Makine Mühendisi Bilirkişi; kazalı kamyonetin plakasının, İstanbul Trafik Tescil Şube Müdürlüğünce (KTY 44) hak mahrumiyeti eklenmesi sonucu değişerek ... sayılı plakaya nakil olduğu, aracın 29/12/2017 tarihinde trafikten çekildiği ve halen trafikten çekili olduğu, dosyaya gelen Horasan İlçe Emniyet Müdürlüğü Araç Özet Bilgileri ile poliçe bilgilerinin uyum gösterdiğini, kazaya karışan araçla davacı aracının aynı olduğunun tespit edildiğini, hurda halinde araç iskeletinde şase numarasının okunur halde olmasına rağmen aracın mevcut haliyle dava konusu kaza ile ilgili herhangi bir verinin veya delilin tespit edilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu ... marka kazalı aracın kasko sigorta poliçesi yaptırmak için davacı tarafından davalı acente firmaya gönderilen fotoğraflar ile karalaştırıldığı, bu karşılaştırma neticesinde davalı acente firmaya gönderilen ve araca ait olduğu iddia edilen fotoğraflardan farklı olarak kazalı aracın arka tampon alt kısmında boydan boya uzanan krom boru arka tampon koruma basamağın bulunmadığını, sigorta tarihi olan 13/07/2013 tarihindeki plaka resimleri ile kaza tarihi olan 18/07/2013 tarihindeki plaka resimlerinin farklı olduğunu, hurda halindeki dava konusu araç iskeletinde şase numarası okunur halde olmasına rağmen 18/07/2013 tarihinde meydana gelen kaza ile ilgili herhangi bir veri veya delil tespit edilmesinin aracın bu haliyle mümkün olmaması sebebi ile dava konusu aracın poliçe tanzim tarihinden önce hasara uğrayıp uğramadığının teknik olarak tespit edilemediğini ancak; aracın kaza tarihi itibariyle onarılması için
    yapılması gereken yedek parça ve işçilik giderlerinin yaklaşık 17.414,16 TL’nin olacağı kanaatine varıldığını bildirmiştir.
    Sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşları sırasında, gerek devamlarında, gerekse rizikonun gerçekleşmesinden sonraki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir. Taraflar arasında geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğu gibi, TTK 1281/2. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Ancak olayın sigortalının iddia ettiği şekilde değilde, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmiş olması halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Genel Şartlarının A.5.ci maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. (H.G.K 22.12.2010 gün 2010/17-655-688, 16.12.1998 gün 1998/11-872-905, 10.12.1997 gün 1997/11-772-1043 sayılı kararlarda bu yöndedir).
    Somut olayda, yerel mahkemece her ne kadar; davaya konu kazanın sigortalının beyan ettiği şekilde gerçekleşmediği, kazanın davacı tarafça iddia edildiği gibi 18/07/2019 tarihinde değil poliçe düzenlenmeden önceki başka bir tarihte meydana geldiği, davaya konu ... plakalı kazalı aracın sigorta ettirilmek için davalının acentesine gönderilen ve araca ait olduğu iddia edilen fotoğrafların kazaya karışan araçla farklı fotoğraflar olduğu, davacı tarafından verilen kazasız araç fotoğraflarında görünen aracın kazaya uğrayan araç olmadığı, kasko poliçesinin kazadan sonra düzenlendiği, bozma sonrası alınan ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalı ... şirketin iddialarının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; toplanan delillere göre ispat yükü yer değiştirmeyecektir. Olayda ispat yükü davalı ... şirketindedir. Davalı ... rizikonun teminat dışı olacak biçimde gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir.
    Dosya kapsamında ise, gerek ilgili Jandarma personeli tarafından düzenlenen 18/07/2019 kaza tutanağı,kaza sonrasında açılan hasar dosyasında aldırılan eksper raporunda hasar ve kazanın uyumlu ve kaza ile ilgili eksper görüşünün olumlu olduğunun bildirilmiş olması, Horasan Trafik Tescil Müdürlüğünün cevabi yazısı, davalı sigortacının kazanın poliçe tarihinden daha önce meydana geldiğine ilişkin iddialarının dayandığı kaza ile ilgili tanık beyanlarının Jandarma tarafından düzenlenen ve kazanın beyan edilen tarihte meydana geldiği iddiası yönünden güçlü karine
    niteliğindeki kaza tutanağının aksini ispat etmeye yeterli olacak ölçüde açık, somut ve tutarlı olmaması ve bozmadan sonra aldırılan bilirkişi raporlarında davalı sigortacının savunmalarını doğrular nitelikte net ve kesin görüş verilmemiş olması karşısında; davaya konu aracın söz konusu kaza nedeniyle hasarlanmadığı, böyle bir kazanın meydana gelmediği veya kazanın poliçe tarihinden önce meydana geldiği hususunda sigorta şirketince sunulmuş somut ve yeterli delil bulunmamaktadır. (HGK 2013/17-2303E., 2015/1497K.)
    Bu durumda Mahkemece, hükme esas alınan makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 4.03.2019 tarihli raporda, davaya konu aracın hurda halinde ve trafikten çekili olduğunun bildirilmiş olmasına göre; rapor tanzim eden makine mühendisi bilirkişiden, aracın kazadan sonraki sovtaj bedelinin tespiti hususunda denetime elverişli ek rapor alınması, hasarlı aracın kimin uhdesinde olduğunun araştırılması, davacıdan hasarlı aracın kendisinde mi bırakılacağı, davalı sigortacı uhdesinde mi bırakılacağı hususunda seçimlik hakkının sorulması, davacının bu konudaki beyanına göre sovtaj bedelinin mahsup edilip edilemeyeceği hususu kasko sigortası genel şartlardaki düzenleme değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve gerekçeyle, yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara