Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10130 Esas 2018/4958 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10130 Esas 2018/4958 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2015/10130
Karar No : 2018/4958
Karar Tarihi : 14/05/2018
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10130 Esas 2018/4958 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/10130 E.  ,  2018/4958 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... A.Ş. (eski Euro ... A.Ş.) vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının mağazasının önünde bulunan üç aracına çarpmasıyla maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, davalı sürücünün kazada tam kusurlu olduğunu, davacıya ait araçlardan birinin kullanılamaz hale geldiğini ve diğer iki aracın da kısmen hasar gördüğünü, kısmi hasar gören araçlarda değer kaybı oluştuğunu, tüm araçların hasarı nedeniyle ikame araç zararı doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 117.384,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 05.02.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, ... plakalı araç için talep edilen 45.000,00 TL. hasar bedelini 55.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... vekili, davada idari yargının görevli olduğunu, davaya konu kazada idarenin ya da sürücüsünün kusuru bulunmadığını, karayolunda biriken suyun kazada asli etken olduğunu ve ilgili idareye davanın ihbarının gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, kamu görevlisi olan davalının hizmetin icrası sırasında verdiği zarardan idare sorumlu olduğundan davalıya husumet düşmeyeceğini, davaya konu kazanın lastik patlaması ve yoldaki su birikintisi nedeniyle meydana geldiğini, davalının kazada kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... şirketi vekili, aracın kullanılamamasından kaynaklanan kazanç kaybının poliçe teminatının kapsamı dışında olduğunu, kazada hasar gören davacı araçlarının eski hasarları olduğunu ve bu hasarları gözetilerek araç değeri ile hasarının tespiti gerektiğini, istenen hasar bedellerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacıya ait üç araç için toplam 103.460,00 TL. tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve ..."dan, dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte ve 45.000,00 TL. ile sınırlı olarak davalı ...Ş"den müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... A.Ş. (eski Euro ... A.Ş.) vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davaya konu kazayı yapan aracın işleteni ve sürücüsü olan davalılar İçişleri Bakanlığı ve ..."ın, işleten ve haksız fiil faili olarak zarardan müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesinde bir usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davaya konu kaza nedeniyle oluşan araç hasar bedelleri ile ikame araç teminine ilişkin zarar bedellerinin, konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporla usulünce saptanmış olmasına; davalı ... şirketi yönünden, zarar miktarı poliçe limitini aştığından oranlama yapılarak bu davalının sorumlu olduğu yargılama giderlerinin hükümde saptanmış olmasına; davacı tarafın, poliçedeki teminat sınırlarına göre sorumluluğu belirlenmek kaydıyla davalı ... şirketine husumet yönelttiği, ikame araç bedeli poliçe teminatı kapsamında olmadığından davalı sigortacıdan bu yönde zarar giderim talebi olmadığı, diğer zarar kalemleri yönünden ise poliçedeki 45.000,00 TL"lik limitle sınırlı biçimde sigortacının sorumluluğuna karar verildiği dikkate alındığında, bu davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmeyişinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ... vekili ve davalı ... A.Ş. (eski Euro ... A.Ş.) vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan araç değer kaybı, hasar bedeli ve araç mahrumiyet bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı tarafça, iş bu davada araç hasarları ve araçlardan mahrum kalma bedeli ile birlikte, kaza nedeniyle davacı araçlarında oluşan değer kaybı da istenmiştir. Mahkemece benimsenen 05.02.2014 tarihli bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda, davacıya ait iki araç için 2.000,00 TL. Ve 15.000,00 TL. değer kaybı tazminatına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez.
    Bu durumda mahkemece; rapor düzenleyen bilirkişi heyetindeki makine mühendisi bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ veya ... Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi (makine mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı araçlarının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hasarının nitelik ve niceliği vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
    3-Davacı tarafın, ıslah yoluyla artırımından sonraki toplam dava değeri 127.384,00 TL. olup mahkemece bu bedelin 103.460,00 TL"lik kısmına hükmedilmiştir. Bu durumda, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 13/1. maddesi göz önünde bulundurularak, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, reddolunan maddi tazminat yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemeside doğru görülmemiştir.
    4-Mahkemece, hüküm altına alınan tazminat için davalı ... şirketi yönünden ticari faize hükmedilmiş ise de; davalı tarafından zorunlu trafik sigortalı araç, diğer davalı ..."na ait olan, kamu hizmetine tahsis edilmiş resmi araç olup temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmeyişi de isabetli değildir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve davalı ... A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) nolu bette açıklanan nedenlerle, her iki davalı yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... yararına ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... A.Ş. yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... AŞ"ye geri verilmesine 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

















    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara