17. Hukuk Dairesi 2016/87 E. , 2016/4902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacının park halindeki aracına çarpıp hasara neden olduğunu, kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2014/58 D.İş sayılı dosyasında alınan raporla 7.175,91 TL. hasar, 490,00 TL. ikame araç bedeli, 2.000,00 TL. değer kaybı saptandığını, hasar bedelinin davalının sigortacısı tarafından karşılandığını, davalılarca ödenmeyen değer kaybı ile ikame araç bedeli ve tespit giderlerinin tahsili için ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/15733 Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe davalıların itiraz ettiğini, davalıların itirazının iptali ile % 20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, takibin kötüniyetli olduğunu, davacı aracının park ettiği yerin işlek cadde olduğunu ve davacının park yasağı olan yere park ettiğini, kazada davacının da kusurlu olduğunu, 11 yaşındaki davacı aracı için talep olunan değer kaybının fahiş olduğunu, ikame araç temin edildiğine dair belge sunulmadığını belirterek davanın reddi ile % 20 kötüniyet tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
Davalı ..., usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmaları da takip etmemiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/15733 Esas sayılı dosyasında davalıların itirazının iptaline ve takibin devamına; 2.517,67 TL. asıl alacağa takip tarihinden yasal faiz uygulanmasına; davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekilinin temyiz talebi yönünden;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına;
talep edilen tazminat miktarının likit (muayyen, belirli) olmayıp gerçek zarar miktarının tespitinin yargılama yapılmasını, bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmesi ve şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalılar vekilinin temyiz talebi yönünden;
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan araç değer kaybı ve tamir süresince aracın kullanılamaması nedeniyle oluşan mahrumiyet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, iş bu davada araç hasarı talep edilmemiş, ancak kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı ile aracın kullanılamaması nedeniyle oluşan mahrumiyet bedeli istenmiştir.Mahkemece benimsenen 19.06.2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 2.000,00 TL. değer kaybı tazminatına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi(makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı taraf, davaya konu trafik kazası nedeniyle hasar gören davacı aracının, tamir süresince kullanılamaması nedeniyle oluşan mahrumiyet bedelinin de tahsilini talep etmiştir.Mahkemece benimsenen 19.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacı aracının makul onarım süresinin 7 gün olduğu, ikame araç günlük kira bedelinin 70,00 TL. olduğu, davacının mahrumiyet zararının 490,00 TL. olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. Bilirkişi tarafından davacının mahrumiyet zararının miktarı belirlenirken, davacının kendi aracını kullanmaması nedeniyle oluşacak bakım
masrafları, araçta oluşacak amortisman vs. dikkate alınmaksızın hesap yapıldığı görülmektedir. Rapor bu yönüyle yetersiz olup hükme esas alınabilecek nitelikte değildir.
Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen bilirkişiden, davacının aracını kullanamadığı döneme ilişkin olarak bakım giderleri, amortisman vs. tasarruf ettiği miktarlar da gözetilerek saptanacak araç mahrumiyet bedelinin ne olacağı; ayrıca davacı aracının 2004 model olması itibariyle aynı marka ve modeldeki araç kira bedelinin ne olacağı konularını da irdeleyen ayrıntılı, denetime açık, gerekçeli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; davanın dayanağı olan icra dosyasında, davacının 2.000,00 TL. araç değer kaybı bedeli, 490,00 TL. ikame araç bedeli, 27,67 TL. takip öncesi işlemiş faiz ve 587,50 TL. tespit dosya masrafları toplamı olan 3.105,17 TL. için ilamsız takip yaptığı, mahkeme tarafından davacının takip konusu yaptığı araç değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin talep miktarlarının yerinde olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verildiği; kabul kararı verilirken 2.490,00 TL. asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, 27,67 TL. takip öncesi işlemiş faiz de dahil edilerek belirlenen "2.517,67 TL. asıl alacağa takip tarihinden faiz işletilmesine" şeklinde hüküm tesis edildiği görülmektedir. Mahkemece kurulan hüküm, faize faiz yürütülmesi sonucunu doğurur nitelikte olup bu yöndeki mahkeme uygulaması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 13,80 TL fazla alınan harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 18/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.