17. Hukuk Dairesi 2020/2209 E. , 2021/3010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya ait olup davalı tarafından kasko poliçesiyle sigortalanan aracın 12.06.2013 tarihinde yaptığı kazada ağır hasar gördüğünü, hasar ödemesi için davalıya yapılan başvurunun kazanın belirtilen yerde ve belirtilen şekilde gerçekleşmediği gerekçesiyle reddedildiğini, kazanın oluş biçiminin resmi tutanaklar ile sabit olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 28.01.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 101.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, açılan hasar dosyasında yapılan araştırmalar sonucu, davacı aracında önceki tarihli iki ayrı kazadan kaynaklanan hasar ile son kazadaki hasarın hemen hemen aynı olduğunun saptandığını, davacının araçta bulunan önceki hasarların onarımını yaptırmayıp yeni kaza olmuş gibi haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, önceki iki hasar nedeniyle ödenen toplam 104.000,00 TL"nin sigorta bedelinden düşülmesi gerektiğini, istenen bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delilere göre; davanın kısmen kabulü ile 101.000,00 TL. tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte
davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 21.05.2018 tarih, 2015/7709 Esas ve 2018/5246 Karar sayılı ilamı ile; "davalı sigortacının savunmaları ile teknik rapor ve tespit bilirkişi raporundaki değerlendirmeler de dikkate alınmak suretiyle, poliçe vadesi içinde gerçekleşen önceki iki kaza nedeniyle araçta oluşan hasarlar ile davaya konu kaza nedeniyle oluşan hasarların tek tek karşılaştırılması, üç farklı kazadaki hasarların aynı olup olmadığı ve önceki kazalarda oluşan hasar onarımlarının yaptırılıp yaptırılmadığının teknik açıklamalarla saptanması; ayrıca, araç tamirinin ekonomik olmadığının tespiti durumunda, aracın hasarsız rayiç bedeli ile sovtaj bedeli belirlenip davacı zararının ne kadar olduğunun saptanması hususlarında, konusunda uzman başka bir makine mühendisi bilirkişiden rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisinin doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; sigortalı aracın daha önce karıştığı kazalar sonucunda meydana gelen hasarlarının giderildiği ve davaya konu kazanın meydana gelmesi esnasında aracın onarılmış vaziyette olduğu hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizin önceki bozma ilamı ile davaya konu edilen kazanın davalı sigortacı savunmasının aksine gerçek bir kaza olduğu ve sigorta teminat süresi içinde gerçekleştiği de dikkate alınarak yapılması gereken incelemenin kapsamı açıklanmıştır. Mahkemenin bozmaya uyarak yaptığı yargılamada alıp hükme esas kabul ettiği 21.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda sadece, poliçe süresi içinde gerçekleşen toplam üç adet kazada oluşan hasarların benzerlik içerdiği ve aynı nitelikte olduğu, kazalarda aynı parçaların hasarlandığı, davaya konu olmayan önceki iki kazada gerçekleşen hasarların parça değişimi ve boya işlemleriyle giderilebileceği, ama onarıma ilişkin belge sunulmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Anılan bu raporda, üç kazada oluşan hasarların tek tek karşılaştırılmadığı, önceki iki kazada oluşan hasarların onarımı yapılmış olsa dahi, davaya konu son
kazadaki hasarların yine de oluşup oluşmayacağı (önceki kazalardaki hasarların, son kazada aracın pert olacak derecede hasar görmesinde etkili olup olmadığı) konusunda teknik değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
Davaya konu kazanın varlığı ve oluş biçiminin gerçekliği Dairemizce kabul edildiğinden, yapılacak iş, önceki kazalarda oluşan hasarların, davaya konu edilen bu son kazadaki hasarlara olan etki derecesinin tespitinden ibarettir. Sigortalı aracın ağır hasar görmesine yol açan gerçek bir kaza olduğuna göre, sadece önceki hasarların onarımının yaptırılıp yaptırılmadığı üzerinde durularak doğru sonuca ulaşılması mümkün değildir. Bu nedenle de; önceki iki kazada oluşan hasar onarımının yaptırıldığının ispat edilemediği, davaya konu edilmeyen önceki (31.01.2013 ve 06.04.2013 tarihli) iki kazada oluşan hasar onarımının yaptırıldığına ilişkin olarak davacı tarafından sunulan 25.10.2013 tarihli onarım belgesinin adi yazılı belge olduğu ve her zaman düzenlenebileceği şeklindeki mahkeme red gerekçesi yerinde görülmemiştir.
Davacının sigortalı aracında 31.01.2013 ve 06.04.2013 tarihli önceki iki kazada oluşan hasarlar ile davaya konu 12.06.2013 tarihli kazada oluşan hasarların tek tek belirtilmesiyle mukayeseli tablolar halinde tespiti; davaya konu edilen son kazanın oluş biçimi (aracın, 10 metre yükseklikteki kayalık yerden aşağı yuvarlanması) de dikkate alındığında, önceki iki kazada oluşan hasarlar araçta bulunmasa dahi, son kazadaki hasarların oluşup oluşmayacağı ve aracın önceki hasarlarının son kazadaki pert durumunda etkili olup olmadığı (önceki kazalardaki hasarların, son kazada aracın pert olmasına etki edip etmediği); aracın son kazada pert olduğu önceki raporlar ile saptandığı için, aracın hasarsız rayiç bedeli ile sovtaj bedelinin tespiti gerektiği ve hükme esas alınan rapor anılan yönleri karşılamadığı için, mahkemece yapılan araştırma yetersizdir.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; ... Otomotiv Bölümü"nden seçilecek 3 kişilik uzman bilirkişi heyetinden, tüm dosya kapsamına göre ve yukarıda belirtilen hususlarda inceleme yapan, denetime elverişli, gerekçeli bir rapor alınması; daha sonra, raporda yapılacak tespite göre, araç sigorta bedelinin 170.000,00 TL. olduğu ve davalı sigortacının önceki iki kaza nedeniyle davacıya 104.000,00 TL. ödediği (ancak, zarar sorumlularından rücuen tahsil
edilen bedeller olduğu gözden kaçırılmadan) dikkate alınarak, bakiye sigorta teminat limitinin saptanması ve araç sovtaj bedeli de (davacının beyanlarından, hurdanın kendisinde kalmasını istediği anlaşıldığı için) düşülüp, önceki kararda davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar korunarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.