Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1059 Esas 2021/2034 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1059 Esas 2021/2034 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/1059
Karar No : 2021/2034
Karar Tarihi : 01/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1059 Esas 2021/2034 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/1059 E.  ,  2021/2034 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki muvazaa davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davalı borçlu ... hakkında kullanmış olduğu ve ödemediği bireysel kredi borcu nedeniyle Osmaniye 1. İcra Müdürlüğü"nün 2015/3123 sayılı dosyasından 27/04/2015 tarihinde 28.532,94 TL alacak üzerinden ve Osmaniye 1. İcra Müdürlüğü"nün 2015/2584 sayılı dosyasından 09/04/2015 tarihinde 2.859,21 TL alacak miktarı üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalının bankadan mal kaçırmak amacıyla davalı-alacaklı ... ile muvazaalı bir şekilde anlaşarak aralarında borç ilişkisi yaratıp, takip yaptırarak maaşına haciz koydurduğunu beyanla, davalı-borçlu ..."nin maaşı üzerine konulan birinci sıra haciz işlemine ilişkin tasarrufun TBK"nun 19. maddesi ile İİK."nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptali ile müvekkil banka alacağı nedeniyle dava konusu Kadirli İcra Müdürlüğü"nün 2014/2769 sayılı takip dosyasında ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Açılan davanın kabulü ile; Kadirli İcra Müdürlüğünün 2014/2769 sayılı icra takip dosyasında alacaklı ... tarafından yapılan takibin ve bu icra dosyasındaki hacizlerin (davacının Osmaniye 1. İcra Müdürlüğüne ait 2015/3123 sayılı
    ve Osmaniye 1. İcra Müdürlüğünün 2015/2584 sayılı takip dosyalarındaki alacak ve ferileri ile birlikte tahsilini sağlayacak şekilde) hükümsüz sayılmasına bu şekilde ..."nin kendisini borçlandırıcı işleminin iptaline ve davacıya Kadirli İcra Müdürlüğünün 2014/2769 sayılı dosyasında başlatılan takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK"nın 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır.
    Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK"nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3. kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK’nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir.
    Mahkemece; dava konusu edilen Kadirli İcra Müdürlüğü’nün 2014/2769 sayılı icra takip dosyasında; bononun her zaman düzenlenecek belgelerden olması, davalılar arasındaki akrabalık ilişkisi, alacaklı tarafından borçlunun malvarlığına ilişkin herhangi bir araştırmanın yapılması için
    talepte bulunulmaması, başlatılan takibin danışıklı bir takip olduğu yönünde delil kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna uygun görülmemiştir.
    Muvazaalı olduğu iddia edilen Kadirli İcra Müdürlüğü’nün 2014/2769 sayılı icra dosyası incelendiğinde; takibin dayanağının davalı 3. kişi ... tarafından davalı borçlu ...’ye elden verilen borç para karşılığında düzenlenen 22/10/2013 tanzim ve 14/11/2013 vade tarihli 43.000,00 TL bedelli ve 17/12/2012 tanzim ve 05/03/2013 vade tarihli 56.750,00 TL bedelli bono olduğu, bonoya dayalı olarak toplam 116.007,00 TL bedel üzerinden 09/10/2014 tarihinde icra takibinin başlatıldığı, ödeme emrinin 10/10/2014 tarihinde borçlunun evinde eşine tebliğ edildiği, alacaklı ... vekilinin 23/10/2014 tarihinde davalı borçlu ...’nin Kadirli Devlet Hastanesi’nde çalıştığını belirterek buradan aldığı maaş veya ücretine haciz konulmasını talep ettiği, 08/04/2015 tarihinde ise borçlu ... adına kayıtlı 80 LH 850 plaka sayılı aracına haciz konulmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
    Dairemiz muvaza olgusunun değerlendirirken uygulamalarında kabul edildiği gibi, davalı borçlu ... tarafından icra dosyasına, sürelerden feragat ediyorum, tüm maaşım üzerine haciz konulmasına muvafakat ediyorum şeklinde de beyan verilmediği, takiple ilgili araştırmaların ve işlemlerin yapıldığı görülmektedir. Ayrıca davalı 3. kişi ... davalı borçlu ...’nin uzak akrabası olup, yapılan malvarlığı araştırmasında, davalı 3. kişi ...’ın kırtasiye işlettiği, aylık gelirinin 5.000,00 TL civarında olduğu, 3 adet aracının olduğu, kendisine ait evde ikamet edip, kira vermediği belirtildiğinden, davalı borçlu ...’ye icra takibine konu edilen borcu verebilecek durumda olduğu da anlaşılmaktadır. Buna göre; dava konusu icra takibinin muvazaalı yapıldığı ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 01/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara