Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6412 Esas 2021/434 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6412 Esas 2021/434 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/6412
Karar No : 2021/434
Karar Tarihi : 01/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6412 Esas 2021/434 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/6412 E.  ,  2021/434 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26.

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili; 19.10.2015 tarihinde davalı ... şirketi tarafından ZMMS sigortası ile sigortalı, davalı ..."a ait davalı ... sevk ve idaresinde olan aracın karıştığı kazada yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı ile bakıcı gideri ve sair giderlerinin oluştuğunu belirterek davalı ... şirketi bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren sigorta şirketinden avans, diğer davalılardan yasal faizi ile birlikte tahsiline, davalılar ... ve ..."dan 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 09.06.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 60.616,24 TL"ye yükseltmiş; 09.11.2017 tarihli celsede sair giderlere yönelik 500,00 TL"lik davalarından feragat ettiklerini, ayrıca diğer kalemlere yönelik alacak taleplerini 60.000,00 TL olarak düzelttiklerini 80.000,00 TL"lik manevi tazminat taleplerinin geçerli olduğunu beyan etmiştir.
    Davalı .... vekili; kusur durumunun ve maluliyetin bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerektiğini, ayrıca davalı ... şirketinin temerrüde düşürülmediğini, talep edilen faiz türünün de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalılar cevap vermemiştir.
    Mahkemece; toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Davacının maddi tazminata yönelik davasının kısmen kabulü ile, 60.000,00 TL"nin davalı ... şirketi yönünden 18.01.2016 dava tarihinden diğer davalılar yönünden 19.10.2015 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının maddi tazminata yönelik fazlaya ilişkin isteminin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran, HMK 307 ve 312 maddelerinde düzenlenen feragat nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, davacının manevi tazminata yönelik davasının kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan 19.10.2015 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı ... vekili ile ... ve ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi"nce; davalı ... vekili ile ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1b.1. maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    a-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu
    belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Somut olayda yargılama aşamasında mahkemece Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan aldırılan ve hükme esas alınan raporda davacının yaralanmaya bağlı olarak Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %43 oranında meslekte kazanma gücünün azaldığı bildirilmiştir. 19/10/2015 kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği yürürlükte olup,kaza tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre rapor düzenlenmiştir.
    Bu durumda mahkemece; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden, davacının maluliyet durumuna ilişkin kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği” hükümlerine uygun, yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi’nce bu hususa yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    b-Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, tazminatın belirlenmesi amacı ile bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış, Mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.
    Gerçek zarar miktarı; hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
    Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, ... Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
    Buna göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınıp, kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu"na göre belirlenmesi suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi’nce bu hususlara yönelik davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi’nin davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2-a) ve (2-b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının Bozulmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,
    peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye geri verilmesine 01/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara