Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3682 Esas 2020/1229 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3682 Esas 2020/1229 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/3682
Karar No : 2020/1229
Karar Tarihi : 11/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3682 Esas 2020/1229 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/3682 E.  ,  2020/1229 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili;davalının trafik sigortacısı olduğu, davacıların babası sürücü ..."ın sevk ve idaresindeki aracın tek taraflı kazası sonucu davacıların babası ile annesi Hatice Kaplan ile kardeşlerinin de vefat ettiğini bu nedenle davacıların destekten yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların her biri için 1.000,00.-TL olmak üzere toplam 5.000,00.-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini ... için 1.548,52.-TL, Elife için 8.183,94.-TL , ..."nin için 8.183,94.-TL ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; kaza tarihi itibari ile geçerli olan kanunlar çerçevesinde Trafik Sigortası Genel Şartlarının C-8 maddesi ve Karayolları Trafik Kanunu"nun 109.maddesi hükmünce motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin davaların maddi tazminat yönünden iki yıllık, bedeni tazminat yönünden beş veya 8 yıllık cezai zamanaşımı süresine tabi bulunduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini,dava konusu trafik kazasında ...’ın kendi kusuru ile vefat ettiğini, bu sebeple davacı tarafın tazminat talep hakkı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı kurumun poliçedeki limit aşılmamak kaydıyla ... ve ... için ayrı ayrı 8.183,94.-TL, ... için 1.548,52.-TL olmak üzere toplam 17.916,40.-TL"nin dava tarihindeki yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL"na çıkartılmıştır.
    Mahkemece, davacı ... ... için 8.183,94.-TL, ... için 8.183,94.-TL, ... için 1.548,52.-TL hükmedilmiş olup, davacı ... için verilen karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davalı bakımından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin davacı ... yönünden verdiği temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    6098 sayılı BK."nın 72. maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
    Bunun yanında, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.
    2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır.Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK"nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK"nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.)
    Açıklanan ilkeler ışığında mahkemece, davalı vekilinin süresi içerisinde yapmış olduğu zamanaşımı defi değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı ... lehine hükmedilen tazminat yönünden temyiz isteminin (dilekçesinin) REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 11/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara