Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4148 Esas 2020/726 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4148 Esas 2020/726 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/4148
Karar No : 2020/726
Karar Tarihi : 04/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4148 Esas 2020/726 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/4148 E.  ,  2020/726 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kabulüne dair kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; 29/06/2012 tarihinde müvekkilinin oğlunun sevk ve idaresindeki traktör ile tarlaya giderken römorkun traktörden ayrılması sonucu römorkun kanala devrildiğini, kaza neticesinde römorkta bulunan müvekkilinin eşinin hayatını kaybettiğini, traktörün mali mesuliyet sigortasının bulunmadığını, bu sebeple güvence hesabının sorumlu olduğunu, müvekkilinin eşini kaybetmesi sebebiyle belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, 07/03/2016 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 115.996,00 TL"ye yükseltmiş, 22/09/2016 tarihli dilekçe ile de 145.412,12 TL olarak ıslah ettiklerini bildirmişlerdir.
    Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 145.412,12 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına; davanın kısmen kabulü ile 92.796,80 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    6100 Sayılı HMK"nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1. maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Yasanın Islah ve Maddi Hataların Düzeltilmesi Kapsamı ve sayısı başlığı altındaki 176. maddesinin 1.fıkrasında taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, 2.fıkrasında aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği hüküm altına alınmıştır.
    Öte yandan, Yasanın 177. maddesinde de ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar sözlü ya da yazılı olarak yapılabileceği belirtilmiştir.
    Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde tazminat talebi harca esas değer 1.000,00 TL. olarak gösterilmek suretiyle, 6100 sayılı HMK"nun 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak açılmış ve belirlenecek maddi tazminatın tahsili talep edilmiş olup, davacı vekili 07/03/2016 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 115.996,00 TL"ye yükseltmiş, sonra maddi tazminat talebini 22/09/2016 tarihli dilekçe ile de 145.412,12 TL"ye yükseltmiştir.
    Bu durumda, davacı vekilinin 07/03/2016 tarihli dilekçesi HMK"nin 107/2. fıkrası uyarınca talebin arttırılması niteliğinde olup, 22/09/2016 tarihli dilekçenin ise aynı Yasanın 176. maddesi anlamında ıslah dilekçesi olduğu açıktır.
    O halde; Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin 22/09/2016 tarihli ıslah dilekçesi göz önünde tutularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirilme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi Daire kararının BOZULMASINA ve kaldırılmasına; aynı Kanun"un 373/1 maddesi uyarınca, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi"ne kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara