Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3884 Esas 2020/276 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3884 Esas 2020/276 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/3884
Karar No : 2020/276
Karar Tarihi : 30/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3884 Esas 2020/276 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/3884 E.  ,  2020/276 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, 12/12/2011 tarihinde ... plakalı aracın kendiliğinden içerisinde şoför olmaksızın park ettiği yerden yokuş aşağı kaymaya başlaması neticesinde müvekkili ..."a çarptığını ve yaralanmasına sebebiyet verdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin uğradığı manevi zarardan dolayı 20.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsiline, müvekkilinin uğradığı maddi zararlar (geçici ve sürekli iş gücü kaybı, tedavi gideri ve sair masraflar) nedeniyle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL zararın da olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davacının maddi tazminat taleplerinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 12/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Eldeki dosyada, davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş gücü kaybı, tedavi gideri ve sair masraflar olarak maddi kayıplarının oluştuğunu beyan etmiş, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş ancak, dilekçede bahsi edilen maddi zarar kalemleri yönünden ne kadar tazminat talep edildiği belirtilmemiştir.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Maluliyetin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağı bulunduğunun da belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur.
    Somut olayda, kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Ayrıca mahkemece davacının talep ettiği tedavi giderlerine ilişkin yeterli araştırma yapılmadan ve bu konuda uzman doktor bilirkişiden rapor alınmadan hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
    O halde mahkemece yapılacak iş, dava dilekçesinde talep edilen sürekli ve geçici işgöremezlik zararı ve tedavi gideri yönünden davacının taleplerinin açıklattırılarak netleştirilmesi, sonrasında yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, davacının kazayla ilgili tüm tedavi evrakları ile 12/12/2011 olan kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, dosya üzerinden
    denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak davacının maluliyeti olup olmadığı, varsa ne oranda olduğunun belirlenmesi ve davacı vekilinin talep ettiği tedavi giderlerine ilişkin konusunda uzman doktor bilirkişiden davacıda oluşan yaralanma sebebi ile yapılması muhtemel tedavi giderlerinin hangi masraf için hangi miktarda harcama yapılabileceği de tek tek gösterilmek suretiyle ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    2-6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2015 yılı için 2.080,00 TL"dir.
    Davalı ... aleyhine 1.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş olup, bu aşamada temyize konu manevi tazminata ilişkin karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı ... vekilinin davacı lehine hükmedilen manevi tazminata dair temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Bozma neden ve şekline göre; davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin manevi tazminat hükmünün kesin olması nedeni ile REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 30/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara