Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2529 Esas 2020/1986 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2529 Esas 2020/1986 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2018/2529
Karar No : 2020/1986
Karar Tarihi : 24/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2529 Esas 2020/1986 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2529 E.  ,  2020/1986 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının sürücüsü olduğu araç kırmızı ışıkta durduğu esnada, araçtan düşen kalasları düzenlemek amacıyla araçtan inen davacıya arkadan çarpmasıyla oluşan kazada, davacının iki aracın arasında kalıp ağır biçimde yaralandığını, vücudunda çok sayıda kemik kırığı oluşan ve hayati tehlike geçiren davacının tedavisinin hala devam ettiğini, işgöremez hale gelen davacının maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, 1.500,00 TL. geçici ve 1.500,00 TL. daimi işgöremezlik tazminatı ile 40.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 03.03.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 16.230,37 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... vekili, kusura ve istenen tazminat miktarlarına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davalı sürücüye aracını hatır için verdiğini, kazada davacının asli kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının maddi tazminat isteminin kabulüne ve 16.230,17 TL"nin yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davalı sigortacı yönünden tazminatın 3.000,00 TL"lik kısmına dava tarihinden ve bakiyesine ıslah tarihinden faiz işletilmesine, diğer davalılar bakımından faizin kaza tarihinden işletilmesine; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline dair verilen hükmün, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 23.01.2017 tarih, 2014/14756 Esas ve 2017/371 Karar sayılı ilamı ile; "kusur konusunda hükme esas alınan ATK raporunda, davalının tam kusurlu ve davacının kusursuz kabul edildiği; davacının aracından yola dökülen kalasları toplamak için yol kaplaması üzerinde bulunuşunun "zorunlu neden" olduğu gerekçesiyle kusur belirlemesi yapıldığı; bu kabulün, yük yüklemeye ilişkin kuralları belirleyen mevzuat hükümleri (KTK"nun 65/h maddesi) karşısında yerinde olmadığı; benimsenen kusur raporunun dosya kapsamına ve olayın oluş biçimine uygun olmadığı; dosya kapsamında bulunmayan ceza dosyasının getirtilmesiyle İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek bilirkişi heyetinden, kaza tespit tutanağı ile daha önce alınan iki ayrı rapordaki kusur belirlemeleri arasındaki çelişkiyi gideren bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm tesisinin doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 16.230,17 TL. maddi tazminatın, davalı ... yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline; 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; araç maliki olan davalı ..."ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 85 vd. maddeleri gereği, işleten sıfatıyla zarardan sorumlu olduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmemesine; davacının maluliyet oranının, kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun biçimde belirlendiği uzman bilirkişi heyeti raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, işgöremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı gereği alınan ve benimsenen 07.11.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; trafik ışıklarındaki bekleme esnasında, aracından düşen kalasları toplamak üzere aracından inen ve davalı aracının çarpmasına maruz kalan davacının eyleminin, trafik güvenliğini sağlama amacına matuf, yerinde bir eylem olduğu ve davacının kazada kusursuz olduğu; davalı sürücünün ise, yüksek hızı ve geçme kurallarına uymaması nedenli kazada tam kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir. Anılan bu raporda, Dairemizin bozma ilamında belirtilen KTK"nun 65/h maddesindeki yük yükleme kuralları dikkate alınmadan kusur belirlemesi yapılmıştır.
    Davaya konu kazanın ve davacının zarara uğramasının temelinde, davacının KTK"nun 65/h maddesine uygun biçimde yükleme yapmadığı aracındaki kalasların yola dökülmesi ve davacının bunları toplamak üzere araçtan inmesi bulunmaktadır. Davacının yükleme kurallarına uymuş olması halinde, aracındaki kalasların araçtan düşmeyeceği ve davacının da yaralanmasıyla sonuçlanan çarpmaya maruz kalmayacağı gözetilmelidir. Davacının aracından düşen kalasları toplaması, trafik güvenliği bakımından yerinde bir hareket olsa bile, aslolan böylesi bir duruma zemin hazırlayacak hareketten kaçınma olmalıdır.
    Açıklanan vakıalar karşısında; yük yükleme kurallarına uymayıp, kendisi ve trafik güvenliği için tehlike yaratacak biçimde hareket eden, araç trafiğine açık karayolu üzerinde (haklı sebeple dahi olsa) yaya olarak bulunan davacının bu eyleminin, zararın doğmasına sebep olan bir faktör olduğunun gözetilmesi; olay tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 44. maddesi gereği, davacının olaydaki davranış biçiminin müterafik kusur teşkil ettiğinin dikkate alınması; Dairemizin yerleşik uygulamalarıyla kabul edilen %20 oranındaki müterafik kusur indirimiyle tazminatların belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirmeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davacı taraf, dava konusu kaza sonucu yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 40.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.
    6098 sayılı TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu, davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, %6,1 oranında sürekli malul kalacak biçimde yaralanan davacının zararının ağırlığı hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar düşük manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... ve ... yararına; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 24/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara