Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4992 Esas 2020/734 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4992 Esas 2020/734 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2017/4992
Karar No : 2020/734
Karar Tarihi : 05/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4992 Esas 2020/734 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/4992 E.  ,  2020/734 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... İnşaat Turizm Tekstil ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti ’dan alacaklı olduğunu, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun adına kayıtlı menkul ya da gayrımenkul malvarlığına rastlanmadığını, davalı borçlunun adına kayıtlı gayrımenkullerini ve araçlarını mal kaçırma gayesi ile davalılara devrettiğini beyan ile davalılar arasındaki tasarrufların iptali ile taşınmazlar üzerine takip dosyasından haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçeleri ile davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.1.2013 gün, 2012/10756 Esas, 2013/14921 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmakla beraber bozmanın gereği tam yerine getirilmemiştir.
    Bozma ilamında; dava konusu gayrımenkul yönünden bedel farkının mevcut olduğu ancak bedel farkı ile birlikte İİK 278 kapsamında 2 yıllık sürenin de olması gerektiği, kanunun aradığı söz konusu 2 yıllık sürenin geçtiği ancak dava konusu gayrımenkulün davalı borçlunun işyeri olarak kullanılması sebebi ile İİK 280/3 kapsamında ticari işletme devri olup olmadığının da araştırılarak bu gayrımenkul yönünden sonucuna göre karar verilmesi gerektiği,
    Dava konusu 34 AK 4889 plakalı aracın ise davalı borçlu tarafından yanında çalışan işçisi Hakan"a, Hakan‘dan da davalı dördüncü kişi olan Bilent’e devredildiğinin anlaşıldığı, davalı 4. kişli Bilent’in kötü niyetinin ispat edilememesi sebebi ile davalı ...’ın davalı ...’e devrettiği tarihteki aracın gerçek değerinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği,
    34 HZ 442 plakalı araç yönünden de davacının beyanlarına göre söz konusu aracı davalı borçludan satın alan Arabacı Motorlu Araç ile davalı borçlu arasında ticari ilişki olduğu iddiasına göre davalı borçlu ile davalı Arabacı Motorlu Araç‘ın ticari defterlerinin incelenerek dava konusu araç satışı haricinde aralarında başkaca ticari ilişki olup olmadığının belirlenmesi, ticari ilişki olduğunun anlaşılması halinde dava konusu aracın dava dışı 4. kişiye devredildiğinin anlaşılmasına dava dışı 4. kişinin de davaya dahil edilmemesine göre davalı Arabacı Motorlu Araç‘ın dava dışı 4. kişiye devrettiği tarihteki aracın gerçek değerinin belirlenerek davalı Arabacı Motorlu Araç‘ın tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyulduğu belirtilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ancak bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
    Dosya içerisinde yer alan belgelere göre davalı borçlu adına kayıtlı gayrımenkulün arsa vasıflı olduğu, ancak üzerinde 3 katlı bina bulunduğu, söz konusu binanın da inşaat işleri ile iştigal eden davalı borçlunun işyeri olduğu anlaşılmaktadır. Davalı dava konusu, işyeri olarak kullandığı gayrımenkulünü elektrik işleri ile iştigal ettiği iddia edilen ...’a devretmiştir.
    İİK 280/2"e göre “Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği" hüküm altına alınmıştır.
    Bu durumda mahkemece davalı 3. kişi olan ...’ın ne iş ile iştigal ettiği araştırılıp aynı sektörde çalışıp çalışmadıkları değerlendirilerek dava konusu gayrımenkulün davalı borçlu firmanın İİK 280/3 gereğince ticari işletmesinin mühim bir kısmını oluşturup oluşturmadığı hususu tartışılmaksızın söz konusu gayrımenkul ile ilgili yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine,05.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara