Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3056 Esas 2020/28 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3056 Esas 2020/28 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2017/3056
Karar No : 2020/28
Karar Tarihi : 27/01/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3056 Esas 2020/28 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/3056 E.  ,  2020/28 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalıların maliki ve sürücüsü olduğu trafik sigortasız aracın yaptığı kazada ölen kişilerin oğluna destekten yoksun kalma tazminatı ve ayrıca tedavi gideri ödediklerini, davalı sürücü kazada kusurlu olduğu ve aracın trafik sigortası bulunmadığından ödenen bedelin rücusu şartlarının oluştuğunu belirterek, ödedikleri toplam 54.961,66 TL"nin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalini ve %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, davanın yasal sürede açılmadığını, araç maliki olmayan davalı ..."e husumet düşmeyeceğini, ölenlerin hak sahibine tazminat ödediklerini davacıya bildirdikleri halde davacının ödememesi gereken tazminat ödemesi yaptığını ve rücu hakkı bulunmadığını savunmuş, takip kötüniyetli olduğundan %40 oranındaki tazminatın davacıdan tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davalıların icra takip dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen hükmün, davalılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 23.12.2014 tarih, 2013/7973 Esas ve 2014/19289 Karar sayılı ilamı ile; "davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı; ancak, davaya konu kazada ölenlerin mirasçıları tarafından Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde ... ve ... aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı; davacıların davayı takip etmemesi üzerine
    25.03.2008 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği; Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nde sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda katılanların 29.02.2008 tarihinde verdikleri dilekçeyle, şikayetlerinden vazgeçerek maddi ve manevi tazminat talepleri olmadığını beyan ettiği ve ceza mahkemesi tarafından sanık hakkında verilen kararda mağdurların zararlarının karşılandığı belirtilerek 02.04.2008 tarihinde hüküm kurulduğu; davacı ile davalılar arasında yapıldığı belirtilen yazışmalara göre, davacı tarafından 14.01.2008 tarihinde davalılardan zarar görenlere ödeme yapılmış ise bildirilmesinin istendiği; davalıların 31.01.2008 tarihinde verdikleri cevapta, zarar görenler tarafından dava açıldığı ve karar gereği ödeme yapacakları, ödeme yapılırsa rücu edilmesini kabul etmeyeceklerinin davacıya bildirildiği; davacı tarafından 17.04.2008 tarihinde zarar görenlere ödeme yapıldığının bildirildiği ve davalıların 07.05.2008 tarihinde verdikleri cevapta; hak sahipleri ile anlaşma sağlandığını, maddi ve manevi tazminat ödeyerek ibraname aldıklarını bildirdiği; davalılar tarafından dosyaya sunulan tarihi bulunmayan ödeme protokolü yazılı belgede kaza nedeniyle mirasçıların maddi, manevi, çocuğun tedavi masrafları para ile ölçülebilen her türlü taleplerine karşılık 250.000,00 TL. ödeneceği, ceza mahkemesinde şikayetten vazgeçileceği, 75.000,00 TL. ödendiği ve 3 adet bono verildiğinin belirtildiği; ancak davalılar tarafından ibraz edilen ibranamede tarih bulunmadığından ve ödeme belgeleri ibraz edilmediğinden ibranamenin gerçek anlamda bir ibraname olup olmadığının anlaşılamadığı; davacı ... ile davalıların zarar görenlere karşı müteselsilen sorumlu olduğu da dikkate alınıp, davalılar tarafından zarar görenlere yapılan ödemelere ilişkin belgeler getirilerek, protokol gereğince zarar görenlerin zararlarının karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesi, ondan sonra ödeme tarihleri de dikkate alınarak taraflar arasında mevcut yazışmalara göre davacı ..."nın ödememesi gereken bir tazminatı ödeyip ödemediği belirlenerek davalılara rücu hakkı olup olmadığı tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacı ..."nın, hak sahipleri tarafından davalılara açılan maddi ve manevi tazminat davasından haberdar olmasına ve davalılar vekilinin bu dava sebebiyle ..."nın rücu talebini kabul etmeyeceğini bildirmesine rağmen, hak sahiplerine 15.04.2008 tarihinde ödemede bulunduğu; davacı ..."nın ödeme yapmadan önce davalılar ve hak sahipleri arasındaki tazminat davasının durumunu ve davalıların hak sahiplerine herhangi bir ödeme yapıp yapmadıklarını yeterince araştırmadığı ve davalıların ödemede bulunup bulunmadıkları hak sahiplerinden araştırılmadan ödeme yaptığı; kazada zarar gören hak sahiplerine davalılar tarafından protokol gereği ödemelerin yapıldığı; davacının kendi kusuru ile ödenmemesi gereken tazminatı ödediği ve davalılara rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davalılar tarafından zarar gören hak sahibine yapılan ödemenin yeterli olduğu ve davacı ..."nın ödememesi gereken bedeli zarar görene ödemesi nedeniyle davalılara rücu hakkı bulunmadığına ilişkin mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, ... Yönetmeliği gereği, trafik kazasında zarar gören 3. kişiye tazminat ödeyen davacı ... Hesabının ödediği bedelin, davalılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Davalılar, davacının kendilerine rücu hakkının bulunmadığını ve bu hususu bildiği halde icra takibi yapan davacı ..."nın kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddiyle birlikte kötüniyet tazminatının da davacıdan tahsilini istemiş; mahkemece, bu talep hakkında herhangi bir karar verilmemiştir. Davacı tarafın iddiası ile davalı tarafın savunmaları ve mahkemenin davayı red gerekçesi dikkate alındığında, davacı ..."nın esasen rücu hakkının bulunmadığı davalılara rücu için icra takibi başlattığı; mahkemenin red gerekçesinde de belirtildiği gibi, kazada zarar görenlerin açtığı dava sırasında bu kişilerle anlaşarak ödeme yapan davalıların, anılan bu dava ile zarar görenlerle yapılan anlaşma kapsamında ödeme yapılacağını davacı ..."na bildirdiği halde, davacının bu sürecin sonuçlanmasını beklemeden, yaptığı ödeme için davalılara rücu edemeyeceği açıktır.
    İcra İflas Kanunu"nun 67/2. maddesinde "bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir" düzenlemesi yapılarak, kötüniyet tazminatının
    şartları belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; yaptığı icra takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı davacı, borçlu davalıya kötüniyet tazminatı ödemekle yükümlüdür. Kanun metninde geçen "kötüniyet" kavramını, zarar verme kastı şeklinde değil; haksız olduğunu bildiği halde icra takibini yapmaktan kaçınmama olarak yorumlamak gerekir.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davanın reddine gerekçe yapılan tüm hususların, davacı ..."nın icra takibi yapmakta haksız ve kötüniyetli olduğunu gösterdiği gözetilerek, davalılar lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davalıların bu talebinin hüküm altına alınmayışı doğru değil bozma sebebi ise de; bu husustaki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendindeki "davanın reddine" ibaresinden sonra gelmek üzere "davacı ..."nın yaptığı icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşıldığından, İİK"nun 67/2. maddesi gereği, asıl alacak 54.704,00 TL"nin %40"ı oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine" ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 23,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 27/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara