Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/147 Esas 2021/2761 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/147 Esas 2021/2761 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2021/147
Karar No : 2021/2761
Karar Tarihi : 16/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2021/147 Esas 2021/2761 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2021/147 E.  ,  2021/2761 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı İtiraz hakem Kurulu tarafından itirazın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin yönetimindeki araçta yolcu iken meydana gelen dört aracın karıştığı trafik kazasında yaralandığını %30 maluliyetinin oluştuğunu bu nedenle fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere maluliyet tazminatının davalı ... şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta tahkim komisyonunca Başvuru sahibi ... tarafından talep edilen 190.332,72 TL tazminat isteminin (taleple bağlılık kuralı gereğince) kabulü ile 04.07.2017"den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş hükme karşı davalı vekilince itiraz yoluna başvurulmuş,İtiraz Hakem heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Davalı vekili işbu kararı temyiz etmiştir.
    1-Dava trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun
    297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
    Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kararın hüküm kısmının 1. Bendinde Başvuru sahibi ... tarafından talep edilen 190.332,72 TL tazminat isteminin (taleple bağlılık kuralı gereğince) kabulü ile şeklinde hüküm oluşturulmasına rağmen kararın gerekçe kısmında ise "Dosya kapsamında başvuru sahibinin 4.520,93 TL geçici 185.811,79 TL sürekli iş göremezlik tazminat alacağı olmak üzere toplam 190.332,72 TL tazminatı olduğu tespit edilmiş olup taleple bağlılık gereğince 189.832,72 TL tazminatın davalıdan alınmasına "karar verildiği belirtilmiştir. Hükümde talep edilen miktarın 190.332,72 TL olduğu gerekçede ise talebin 189.832,72 TL olduğunun yazılması gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişkiye neden olmuştur.
    Bu durumda, Hakem heyetince yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve içtihada uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa ile 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, gerekçe-hüküm çelişkisi
    içerecek şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre; denetime olanak sağlamak bakımından dava dilekçesindeki talep miktarının artırılmasına yönelik ıslah dilekçesinin dosya içinde bulundurulması zorunluluğunun gözetilmemesi doğru olmamıştır.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara