Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9710 Esas 2021/437 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9710 Esas 2021/437 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/9710
Karar No : 2021/437
Karar Tarihi : 01/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/9710 Esas 2021/437 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/9710 E.  ,  2021/437 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen karara davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetinin 25.05.2018 tarih ve 2018/İHK-4230 sayılı itirazın reddine dair kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü;

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu davalı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası yapılan aracın karıştığı kazada malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bedel arttırım dilekçesi ile talebini 81.196 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili başvurunun reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince talebin kabulü ile 81.196 TL tazminatın 11.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekili karara itiraz etmiş, İtiraz Hakem Heyetince itiraz başvurusunun kısmen kabulü ile 61.991,00 TL tazminatın 11.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce 12/07/2018 tarihli, 2018/4020 D.İş - 2018/4020 sayılı kararı ile Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 16.02.2018 tarih ve 2017.E.70199 başvuru, K-2018/9795 karar sayılı hakem dosyasının mahkeme arşivinde saklanmasına karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir
    yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat talebine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının yaralanması nedeniyle oluşan maluliyet oranının tespiti bakımından, Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı"ndan alınan raporda belirlenen maluliyet oranı üzerinden tazminat hesaplaması yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Davacının maluliyet oranının belirlenmesine ilişkin bu raporda, Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet oranının belirlendiği görülmektedir. Davanın temelini oluşturan, davacının yaralanmasının mahiyeti ve bunun yol açtığı maluliyet oranının belirlenmesi için alınacak raporda; maluliyet oranı tespitinin, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat ile belirlenen usul ve esaslara uygun olması gerekir.
    Bu durumda mahkemece, olay tarihi 02.11.2016 itibariyle yürürlükte bulunan 30.03.2013 tarih-28603 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde rapor alınması; bu rapordan sonra gerekli olması halinde maluliyet zararının hesaplanması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesinin 1. fıkrasında; "iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır" düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet
    kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir" düzenlemesine; maddenin 5. fıkrasında ise "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Somut olayda; davacının yolcu olarak bulunduğu aracın servis otobüsü olduğu, servis otobüsünün işçileri çalıştıkları işyerine götürdüğü esnada kazanın meydana geldiği, aracın yaptığı tek taraflı kazada davacının yaralandığı ve davaya konu edilen maluliyet durumunun doğduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça davacıya SGK Başkanlığı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması talep edilmiş ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından SGK Başkanlığı"na bu konuda yazı yazılmış ise de, SGK Başkanlığı tarafından gönderilen cevabi yazıda, sadece sigortalı tescil kayıtları ve iş kazası bildirim bilgilerinin gönderildiği görülmektedir. Bu itibarla, SGK Başkanlığı tarafından gönderilen cevabi yazının yetersiz olduğu açık olup gerekli araştırmanın yapılmayışı eksik inceleme niteliği taşımaktadır.
    Bu durumda; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na yeniden müzekkere yazılarak, davaya konu kazaya ilişkin olarak iş kazası yönünden araştırma yapılıp yapılmadığı ve olayın iş kazası olarak kabul edilip edilmediği; olayın iş kazası olarak kabulü suretiyle, davaya konu kazadaki kalıcı maluliyeti nedeniyle davacıya sürekli işgöremezlik (kalıcı maluliyet) geliri bağlanıp bağlanmadığı; gelir bağlanmış ise, rücuya tabi olup olmadığı ve rücu istemli dava açılıp açılmadığı; bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının sorulması; bağlanan gelir rücuya tabi ise 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesi hükmü değerlendirilerek tazminatın belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
    21.12.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan AAÜT’nin Tahkimde ve Sigorta Tahkim Komisyonunda Ücret madde 17"ye göre “Hakem önünde yapılan hertürlü hukuki yardımlarda bu tarife hükümleri uygulanır. Sigorta Tahkim Komisyonu’nca tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde Asliye Mahkemeleri için öngörülen ücreti esas almak ve 03.06.2007 tarihli 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nundaki beşte birlik orana uyulmak kaydı ile, tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmedilir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” hükmüne göre Sigorta Tahkim Komisyonuna intikal eden hakem dosyalarında taraflar bakımından uygulanacak vekalet ücreti tarifesi belirlenmiştir. Ayrıca 19.01.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 29598 sayılı Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6/son maddesine göre, takdir edilmesi gereken vekalet ücreti AAÜT’ye göre Asliye Mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"i ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmesi gerekmektedir.
    Somut olayda İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacı için 61.991,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına toplam 7.169,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
    Yukarıda açıklanan ilkelere göre davacı yararına hükmedilmesi gereken vekalet ücreti AAÜT’ne göre Asliye Mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"i olması gerekirken vekalet ücretinin tamamına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2),(3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, dosyanın işlem yapılmak üzere İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 01/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara