Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/779 Esas 2021/1603 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/779 Esas 2021/1603 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/779
Karar No : 2021/1603
Karar Tarihi : 18/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/779 Esas 2021/1603 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/779 E.  ,  2021/1603 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davacının eşi ..."nin sevk ve idaresindeki araç ile dava dışı sürücü ...in sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı aracın karıştığı kazada ...."nin aracında yolcu olan davacının desteği oğlu ..."nin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuş, davacı vekili 06/02/2016 tarihli talep arttırım dilekçesi ile dava değerini 31.890,70 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... AŞ vekili davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 31.890,76 TL"nin 12/03/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
    Meydana gelen kazada davacıların desteği ölmüş, destekten yoksun kalma talepli eldeki bu dava açılmış, davalı tarafça desteğin emniyet kemeri takmayarak kazanın ve zararın
    şiddetinin arttığı, desteğin müterafik kusurunun bulunduğu savunulmuş, mahkemece anılan savunma üzerinde durulmayarak karar verilmiştir.
    Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunun 44.(6098 sayılı TBK"nın 52.)maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
    Buna göre mahkemece, öncelikle desteğin hangi koltukta (ön/arka) oturduğunun tespiti ile kaza tarihindeki yasal ve yönetmelik düzenlemelerine göre emniyet kemeri takmasının zorunlu olup olmadığının öncelikle belirlenerek, desteğin emniyet kemeri takıp takmadığı, takmadı ise kazanın oluş şekline göre bu hususun zararın artmasına etkisinin olup olmadığı, desteğin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, kazanın meydana geliş şekli, desteğin otopsi raporu ve belirtilen tüm hususların kapsamlı olarak değerlendirilmesi için rapor alınması, müterafik kusuru var ise zarardan indirim yapılması gerekip gerekmediği gibi hususların araştırılıp, karar yerinde tartışılması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle desteğin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılmak ve tartışılmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara