17. Hukuk Dairesi 2020/5180 E. , 2021/1849 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tahkim davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükme süresi içerisinde davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ..."ın sevk ve idaresindeki otobüsü ile davacının yolcu olarak bulunduğu, ..."ın sevk ve dairesindeki ters yönde hareket eden araca çarpması sonucu davacının yaralandığını, sürücü Hüseyin Yıldız"ın tam kusurlu olduğunu, ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 01.11.2016 tarihli raporuna göre davacının % 14,3 oranında malul kaldığının tespit edildiğini, davalıya yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000 TL beden gücü kaybı-işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 22.02.2017 tarihli dilekçesinde, maddi tazminat talebini bilirkişi raporu doğrultusunda 111.195,64 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının davadan önce müvekkili şirkete yaptığı başvurunun neticelenmediğini, Hakem Heyetine yapılan başvurunun usulden reddi gerektiğini, davacı tarafından delil sözleşmesinde maluliyet oranının % 10 olduğunu kabul etmesi nedeniyle % 14,3 maluliyet oranına göre dosyanın işleme alınmasını kabul etmediklerini, aksi halde maluliyet ve kaza ile illiyet bağı konusunda ...ATK 3. İhtisas Kurulundan rapor alınmasını, davacının farı olmayan, ters yönde hareket eden ve alkollü sürücünün aracına binmiş olması nedeniyle tazminattan asgari % 25 oranında müterafik kusur indirimi yapılmasını, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılmasını ve neticede davanın reddini savunmuştur.
Hakem heyetince talebin kabulü ile 111.195,64 TL işgöremezlik tazminatının 18/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, .... Sigorta A.Ş."den alınarak başvuru sahibine verilmesine, dair verilen karara davalı vekili tarafından süresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine itiraz hakem heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2019/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi"nin 17/05/2018 tarih, 2017/906 E. - 2018/746 K. sayılı kararının kaldırılarak davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Somut olayda davacı taraf, dava dilekçesinde .... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 01/11/2016 tarihli raporuna göre % 14,3 oranında malul kaldığının tespit edildiğini belirterek sürekli işgöremezlik tazminatı talebinde bulunmuş, Hakem Heyetince, davacının yaralanması nedeniyle oluşan maluliyet oranının tespiti bakımından bu raporda belirlenen maluliyet oranı üzerinden tazminat hesaplaması yaptırılmıştır. Davacının maluliyet oranının belirlenmesine ilişkin bu raporda, Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet oranının belirlendiği görülmektedir.
Davanın temelini oluşturan, davacının yaralanmasının mahiyeti ve bunun yol açtığı maluliyet oranının belirlenmesi
için alınacak raporda; maluliyet oranı tespitinin, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat ile belirlenen usul ve esaslara uygun olması gerekir.
Bu durumda Hakem Heyetince, olay tarihi 19/10/2016 itibariyle yürürlükte bulunan 16.12.2010 tarih-27787 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde rapor alınması; bu rapordan sonra gerekli olması halinde maluliyet zararının hesaplanması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Başvuruya konu kazada yaralanan ve işgücü kaybına uğrayan davacının, kaza tarihi itibariyle 18 yaşında ve üniversite öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır.
Hakem Heyetince hükme esas alınan 20/02/2017 tarihli hesap raporunda, davacının askerlikte geçecek süresini de kapsar biçimde bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesaplaması yapılmışsa da, davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceği konusunda da herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Açıklanan vakıalar karşısında Hakem Heyetince; yukarıda (3) nolu bentte açıklandığı üzere davacının kazadan kaynaklanan maluliyet oranı belirlendikten sonra, belirlenen maluliyetinin derecesi ve niteliğine göre, askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması; alınacak cevaba göre askerlikte geçireceği sürede de efor tazminatı verilip verilmeyeceği tartışılarak davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.
5- Hesap bilirkişi tarafından hazırlanan 20/02/2017 tarihli raporda, davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış, hakem heyetince bu rapor hükme esas alınmıştır.
Gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, ... Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve ... Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Buna göre temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafça kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri vs. davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu"na göre belirlenmesi suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi"nin 17/05/2018 tarih, 2017/906 E. - 2018/746 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3), (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti Kararının BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 24/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.