Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/16877 Esas 2017/8594 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/16877 Esas 2017/8594 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2016/16877
Karar No : 2017/8594
Karar Tarihi : 04/10/2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/16877 Esas 2017/8594 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/16877 E.  ,  2017/8594 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde Davalı...A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eşi ..."ın sevk ve idaresinde bulunan ... plakalı araca davalı ... A.Ş. adına kayıtlı diğer davalı ..."un sevk ve idaresindeki... plakalı aracın çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, aracın 17 gün serviste kaldığını, kaza tarihine kadar araçta değişen bir parça ve çizik bulunmadığını, söz konusu kazada davalı ..."un asli kusurlu bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen değer kaybı olarak 500,00 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş 14/03/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 3.000,00 TL"ye çıkarttığını beyan etmiştir.
    Davalı ...A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız olduğunu, kazaya karışan aracın uzun süreli olarak kiraya verildiğini ve kiracı tarafından kullanılırken kaza meydana geldiğini, araç malikinin sorumlu tutulamayacağını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... duruşmaya katılarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamı gereğince; davanın kabulü ile, 3.000,00 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... A.Ş vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dava trafik kazası nedeni ile araçta meydana gelen değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
    İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı ..."nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve ..."ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse ..."ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
    Somut olayda davacı ... aracına çarpan aracın davalı ... A.Ş"ye ait olduğu, ancak davalı aracının 17.04.2014-17.05.2014 tarihleri arasında kira sözleşmesi ile diğer davalı ... a kiralandığı dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmaktadır. Davalı firma işleten sıfatının bulunmadığını, kazaya karışan aracının kira sözleşmesi kapsamında davalı ..."a devredildiğini ileri sürmüştür.
    Mahkemece yapılacak iş; yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler de gözönünde bulundurularak, davalı ... ve davalı ... arasındaki sözleşme ve taraflar arasındaki uygulaması dikkate alınarak, ... nun 3. maddesi kapsamında işleten sıfatının değişip değişmediği, davalı ... Otomotivin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Kabule göre de Mahkemece benimsenen 11.02.2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 3.000,00 TL. değer kaybı tazminatına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez.
    Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmaktadır. Hükme esas alınan raporlarda bu kritere göre hesaplama yapılmadığı anlaşılmakla, dosyadaki fotoğraflar, kaza tespit tutanağı ve tüm belgeler incelenerek, aracın modeli, yaşı, hasarın ağırlığı, boyanmış olan yerler ve hasarlı bölgelerin özelliği nazara alınıp, aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç değeri ile tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybını göstereceği ilkesine göre değer kaybının tespiti için yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı... A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle davalı... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı... A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... A.Ş"ye geri verilmesine, 04/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara