Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3946 Esas 2021/3306 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3946 Esas 2021/3306 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/3946
Karar No : 2021/3306
Karar Tarihi : 25/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3946 Esas 2021/3306 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/3946 E.  ,  2021/3306 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin desteğinin yolcusu olduğu, zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan motosiklet ile davalı ... Sigorta A.Ş."ye zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın çarpışmaları ile gerçekleşen kazada desteğin öldüğünü açıklayıp 17.980,90 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, Dairenin 13.09.2018 gün, 2015/14204- 2018/7723 sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 17.980,90 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, meydana gelen kaza nedeni ile desteğin öldüğünü açıklayıp maddi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece bozma ilamından önce verilen 02.07.2015 tarihli hükümde davanın kabulü ile 14.930,86 TL"nin davalı ... Sigorta AŞ"den, 3.050,04 TL"nin davalı ... Hesabından tahsiline karar verilmiş; hükmün, davacı vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece yukarıda
    numarası yazılı bozma ilamı ile davalıların kusuru oranında bir ayrıma gidilmeksizin tespit edilen zararın tümünün davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi, hatır savunması nedeni ile bu yönde araştırma ve inceleme yapılması ve tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğinden bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda kurulan hükümde; Yargıtay bozma ilamı da dikkate alınarak, birden fazla müterafik kusur indirimi sebebinde, tek bir indirim oranı uygulanacak olması, her ne kadar dosyada, müteveffanın, hatır taşımasının bulunduğu anlaşılmakla birlikte, tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, Hakimin tazminattan mutlaka indirim yapması gerekmeyeceğinden, mahkemece takdiren, hatır taşıması mevcut ise de, bu nedenle herhangi bir indirim uygulanmasına yer olmadığına, takdiren %20 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle, talep doğrultusunda toplam 17.980,90 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmiş, ancak kurulan hükümde, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla karar verildiği halde davacının fazlaya ilişkin hakkının ne olduğu konusunda bir gerekçeye yer verilmemiş, yine, hatır taşımasının mevcut olduğu kabul edildiği halde hatır taşımasının varlığına hangi deliller ve gerekçe ile ulaşıldığı açıklanmamış, yine kararda, hatır taşımasına herhangi bir indirim uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de neden indirim yapılmadığına ilişkin gerekçeye de yer verilmemiştir. Ayrıca, davalı ... tarafından davacıya ödeme yapıldığı da göz önüne alındığında yapılan bu ödemenin tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin indirim sıralamasında hangi sırada indirildiği de açıklanmadığından karar, indirim sıralaması yönünden de denetlenememektedir.
    Mahkeme kararlarının gerekçesiz olmayacağı Türk Anayasası"nın 141. maddesinin amir hükmü olup, aynı ilke HMK’nın 27. maddesinde, dinlenilme hakkı kapsamında, 1086 sayılı HUMK’nun 388 ve 389. maddelerinde ve 6100 sayılı Yasanın 297. maddesinde de kabul edilmiştir. Kısaca, yazılacak kararda tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları veya anlaşamadıkları hususların çekişmeli olan vakıalar hakkında toplanan delillerin neler olduğu, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, bütün bunlardan çıkan hukuki sonucun ne olduğunun gösterilmesi gerekir. Aksi halde yazılmış olan karar “sözde gerekçeli” bir karar olur.
    Değinilen Yasa kuralları doğrultusunda temyiz incelemesi yapılan kararda, fazlaya ilişkin hakkın ne olduğu, hatır taşımasının neden var kabul edildiği ve neden indirim yapılmadığı, davalı tarafça yapılan ödemenin hangi sırada indirildiğine ilişkin gerekçelere yer verilmediğinden hüküm denetlenememektedir. Başka bir ifade ile karar “sözde gerekçeli”dir. Belirtilen biçimde usul kuralına esaslı aykırılık söz konusu olduğundan kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    Diğer taraftan, hükmün sonuç kısmının nasıl yazılacağı da HMK’nın 26. maddesinde (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu md.74) düzenlenmiş olup buna göre hükmün sonuç kısmının, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu nedenle hüküm fıkrasında “Davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla, Yargıtay bozma ilamı da dikkate alınarak, birden fazla müterafik kusur indirimi sebebinde, tek bir indirim oranı uygulanacak olması, her ne kadar dosyada, müteveffanın, hatır taşımasının bulunduğu anlaşılmakla birlikte, tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, hakimin tazminattan mutlaka indirim yapması gerekmeyeceğinden, mahkememizce takdiren, hatır taşıması mevcut ise de, bu nedenle herhangi bir indirim uygulanmasına yer olmadığına, takdiren %20 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle, talep doğrultusunda...” ifadelerinin hükmün gerekçe kısmında yazılması gereken hususlar olduğu dikkate alındığında hüküm fıkrasında bu ifadelere de yer verilmesi doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de, mahkemenin ilk hükmüne ilişkin bozma ilamında, yeniden tazminat hesabı yapılmasını gerektirir bozma sebebi de bulunmadığı halde mahkemece kazanılmış haklar ihlal edilecek şekilde güncel 2019 yılı asgari ücretleri kullanılarak yeniden tazminat raporu alınarak daha yüksek tazminat miktarı belirlenmesi, yine, davacıların fazlaya ilişkin hakları bulunmadığı halde sırf güncel asgari ücretlerin uygulanarak yeni alınan tazminat raporu ile kazanılmış haklar ihlal edilecek şekilde, gerekçesi belirtilmese de “davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına” karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Buna göre mahkemece yukarıda anlatılanlar doğrultusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma ilamının neden ve şekline göre davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Hesabına geri verilmesine 25/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara