17. Hukuk Dairesi 2020/3275 E. , 2021/2578 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 27/07/2010 tarihinde davalı ... ait inşaatta biriken yağmur sularının zemininden müvekkili şirkete konut sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ... ait daireye sirayet etmesi neticesinde söz konusu sigortalıya ait dairede maddi hasar meydana geldiğini, bu nedenle sigortalıya sigorta poliçesi şartlarından doğan yasal yükümlülük çerçevesinde ekspertiz raporu doğrultusunda 10/08/2010 tarihinde 5.065,00 TL hasar tazminatı ödendiğini belirterek 5.065,00 TL’nin 10/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle, davalı şirket yönünden ispat edilemediği için davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 05.10.2017 gün ve 2015/876 E. 2017/8642 K. sayılı ilamı ile inşaat mühendisi uzman bilirkişiden mahallinde incelemeler yapılarak denetime elverişli, açık, anlaşılır ve gerekçeli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar
verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan delillere göre; davacının su sızması ile ilgili tanık sunamadığı, davadan önce mahkemece herhangi bir tespit yapılmadığı gibi ekspertiz raporunda sadece sigortalı binanın sahibinin beyanlarına göre bir tutanak tanzim edildiği, davalı olarak gösterilen ... ’nın ise binanın sahibi değil şirketin yetkili müdürü olduğu, tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde davalı ... olayda taraf sıfatı olmadığından davanın husumetten reddine, davalı şirket yönünden ise davacının ekspertiz raporuna dayandığı, başkaca herhangi bir delil sunmadığı gerekçesi ile ispat edilmeyen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, konut sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
Davacı iddiası, davalı tarafa ait inşaatta biriken yağmur sularının zemininden müvekkili şirkete konut sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan daireye sirayet etmesi ile sigortalı dairede hasar meydana geldiği, davalı savunması ise, davalı şirketin yaptığı binadan su sızmasının mümkün olmadığı, hasarın kendilerinden kaynaklanmadığı yönünde olup yerel mahkemece davalı şirket yönünden dava ispat edilemediğinden, davalı gerçek kişi yönünden husumet yokluğundan reddedilmiştir.
Dairemizin 05.10.2017 gün ve 2015/876 E. 2017/8642 K. sayılı bozma ilamı ile ilk karara esas bilirkişi raporunda keşif mahallinin tam olarak incelenmediği belirtilmiş olmasına, kesin tespitlerde bulunulmamasına rağmen bu rapor doğrultusunda karar verilmesi isabetli bulunmayarak inşaat mühendisi uzman bilirkişiden mahallinde incelemeler yapılarak denetime elverişli, açık, anlaşılır ve gerekçeli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekliliği belirtilmiştir. Yerel mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda aynı inşaat mühendisi bilirkişi refakate alınarak mahallinde keşif icra edilmiş; bu keşif sonucu hazırlanan 09.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ... şirketinin ekspertiz raporundaki bulguları aktarılmış, mahallinde yapılan incelemelere göre olayın 2010 yılında olması nedeni ile sigortalı dairede gerekli bakım onarım yapıldığından su sızması gibi bir durum
görülmediği, sigortalı dairede devam eden bir su sızması veya su alması olmadığı, davalı inşaatından sonra sigortalı daireye herhangi bir yerden su sızması olmadığı anlaşılmış olup bunun da sigortalı dairenin komşu inşaatın yapılması esnasında su aldığını gösterdiği, ilk raporda da bunun teknik olarak mümkün olduğunu belirttikleri, inşaat yapılan ve şu an biten bina ile sigortalı binanın yan yana ve bitişik durumda oldukları tespit ve görüşlerine yer verilmiştir. Her ne kadar; mahkemece, bozma doğrultusunda bilirkişi raporu alınmış ise de, bu rapordaki tespit ve görüşlerin aksine olacak şekilde davalı şirket yönünden davanın ispat edilemediği gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Oysa ki, dava konusu su sirayeti olayının hemen sonrasında hazırlanmış olan ekspertiz raporunda; "Evde kimsenin bulunmadığı bir aylık süre içinde bitişik inşaat halindeki bina içine giren yağmur sularının zeminden apartmana ve sigortalı daire içine sirayet ettiği, zeminde biriken suların laminat parkeler, duvar boyaları ve kapıları hasara uğratması suretiyle hadisenin meydana geldiği; mahallinde yapılan incelemelerde bitişik inşaatı süren binanın bodrum katının iç kısımlarının duvar ve zemin betonlarının ıslak durumda olduğu; çevrede yapılan araştırmada söz konusu inşaatın merdiven kovası üzeri çatı kısmının da bir süre öncesine kadar açık olduğu" tespit edilmiştir. Bozma sonrasında keşfen alınan 09.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda hasarın meydana geldiği tarihte hazırlanmış olan ekspertiz raporu esas alınmış; "İnşaat öncesi ve inşaat sonrası sigortalı daireye bir su sızması ya da su gelmesi söz konusu olmadığına göre, bu suyun iddia edildiği gibi ve eksper raporunda da belirtildiği gibi (bu rapordaki ilgililerin beyanları da dikkate alındığında) bitişik konumdaki inşaatta gerekli önlemlerin alınmaması sonucu geldiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan yukarıda da belirtildiği gibi devam eden bir su sızması olmadığına göre başka da bir sebep aramaya gerek bulunmadığı ortaya çıkmaktadır." görüşüne yer verilmiştir.
Yerel mahkemece, sigortalı daireye bitişik konumda bulunan davalı şirkete ait inşaat zamanında başlayan ve inşaatın tamamlanmasının ardından kesilen su sızıntısının, davalı inşaat kaynaklı olduğunun kabulü gerekli olup ve bu husus bilirkişi raporu ile de tespit edildiğine, olayın üzerinden geçen zaman göz önüne alındığında, olayın hemen ertesinde alınmış olan ekspertiz raporunun ve 09/01/2019 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davalı şirket yönünden davanın kabulü gerekirken, rapordaki tespit ve görüşlerin aksi yönünde davanın davalı şirket yönünden yazılı şekilde reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile davalı şirket yönünden verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.