Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/321 Esas 2021/1461 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/321 Esas 2021/1461 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/321
Karar No : 2021/1461
Karar Tarihi : 17/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/321 Esas 2021/1461 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/321 E.  ,  2021/1461 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı ...Ş. vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davacının yaya olarak karşıdan karşıya geçtiği sırada davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu yaralandığını ve malul kaldığını, bir kısım tedavi giderleri ödediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın, davalı ... maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 30.11.2016 havale tarihli dilekçesinde, maddi zararın bilirkişi raporunda belirtilenden daha fazla olduğunu belirterek maddi tazminat talebinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 75.762,20 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... ve davalı ...Ş. vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Yerel Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 5.017,92 TL geçici iş göremezlik zararı, 68.814,01 TL daimi iş göremezlik zararı, 1.930,27 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 75.762,20 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 18.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı ... şirketinin sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak ve dava tarihi 16/04/2012 tarihinden itibaren
    işleyecek yasal faizi ile sorumlu tutulmak suretiyle) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 18.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... "tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiş; karara karşı davalı ...Ş. vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı ...Ş. vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile Ankara Batı Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nin 26.10.2017 tarih ve 2012/519 Esas, 2017/428 Karar sayılı kararının HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 55.051,20.-TL sürekli çalışma gücü kaybı, 4.014,33.-TL geçici çalışma gücü kaybı ve 1.544,21.-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 60.609,74.-TL maddi tazminatın davalı ... yönünden haksız fiil tarihi olan 18.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek, davalı ... şirketini sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 16.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü kısmen reddi ile, 10.000,00.-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 18.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... ’tan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ...Ş. vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekili ve davalı ...Ş. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece dosyadaki çelişkileri gidermek üzere alınan 14/07/2017 tarihli kusur raporunda davacı yaya ..."ın % 40, davalı sürücü ... "ın % 60 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş ve maddi
    tazminat yönünden bu oranlar esas alınarak rapor hazırlanmış, Mahkemece bu kusur oranına göre davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile yerel Mahkeme kararı kaldırılarak, ceza dosyası içeriğinden davacının davalı sürücünün aracının motor kaputuna aracın hareket halinde olmasına karşın tutunarak buradan düşmesi sonucu yaralandığı ve ceza yargılamasında davacının bu eyleminin haksız tahrik olarak kabul edilerek cezadan indirim tatbik edildiği gözetilerek maddi tazminattan TBK 52. maddesine göre % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış ve davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinde, ceza yargılaması sonucunda davalı sürücü ... "ın TCK 89/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de kararın Yargıtay 12. Ceza Dairesince temyiz incelemesi üzerine eylemin olası kast ile gerçekleştirildiği gözetilerek davalı sürücünün TCK 86/1 ve 21/2 maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiğine karar verildiği ve kararın 22/03/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
    6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine (818 Sayılı BK’nun 53. maddesi) göre hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz. Buna göre, hukuk hakimi kural olarak ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, kesinleşen maddi olgu ile bağlıdır.(H.G.K. 06.02.2002 gün 2002/19-16, 2002/47 sayılı kararı). BK 53 (TBK 74) maddesi uyarınca ceza yargılamasında "olası kast" belirlemesinin hukuk hakimini bağlayacağı ayrıca HMK"nın 266. md. uyarınca kusur belirlemesi hukuki bir konu olup hakim tarafından kusur oranlarının tespitinin mümkün olduğu gözönüne alınarak, davalı sürücünün tam kusurlu olduğu kabulüne göre yeniden hesap raporu alınması ve gerçek maddi zararın belirlenmesi gerekmektedir.
    Bu durumda olası kastla hareket eden davalının tam kusurlu olmasına göre alınacak aktüer raporunda davacının gerçek zararı tespit edilerek, tespit edilen zarar miktarından Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtildiği
    şekilde %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme ile taraflara kusur dağılımının yapılması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    3-25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre 6111 sayılı Kanun"un 59. maddesinde "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı" düzenlemesine; Kanun"un geçici 1. maddesinde de "Bu Kanun"un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun"un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı"nın yükümlülüklerinin sona ereceği" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK"nun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur.
    Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun"un 98. maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir.
    Yukarıda verilen bilgiler ışığında, dava kanun değişikliğinden sonra 18/09/2011 tarihinde açılmış olup, Mahkemece hükme esas alınan 01/06/2015 havale tarihli kök rapor ile 16/08/2016 havale tarihli ek hesap raporunda davacının belgeli tedavi giderlerinin 3.217,12 TL olarak hesaplandığı belirtilmiş, Mahkemece belgeli tedavi giderinden kusur oranına göre davalı tarafın sorumluluğuna karar
    verilmiştir. Bu durumda; tedavi gideri ile ilgili taleplerin belgeli tedavi giderlerine ilişkin olduğu ve bu giderlerden SGK"nın sorumlu olduğu gözetilerek Mahkemece tedavi giderleri yönünden talebin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile tedavi giderlerinden davalıların sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına; aynı Kanun"un 373/2 maddesi uyarınca dosyanın kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesine, karardan bir örneğin ilk derece mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...Ş."ye geri verilmesine 17/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara