Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/314 Esas 2021/907 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/314 Esas 2021/907 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/314
Karar No : 2021/907
Karar Tarihi : 08/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/314 Esas 2021/907 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/314 E.  ,  2021/907 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili, davacının yaşı küçük oğlunun geçirdiği trafik kazasında yaralanıp kafa travmasına maruz kaldığını, davalı tarafın SGK ile anlaşmalı kurum olduklarını belirtmesi üzerine çocuğun tedavisinin davalı hastanesinde yapıldığını, davacıdan tedavi bedellerinin talep edildiğini ve başlatılan icra takibinin kesinleştiğini, davacının maaşından kesinti yapıldığını, davalının tedavi bedellerini SGK"dan tahsil etmesi gerekirken davacıdan talepte bulunmasının haksız olduğunu belirterek, icra takibine konu edilen 56.910,38 TL"lik bedel ile fer"ileri yönünden davacının borçlu olmadığının tespitini, davacının ödediği bedellerin istirdatını ve takibin durdurulmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, SGK ile kurumları arasındaki anlaşma gereği, davacının oğlu için yapılan tedaviye ilişkin giderlerin birkısmının SGK"dan tahsil edildiğini, SGK ile aralarındaki sözleşmenin davacının bakiye tedavi giderlerini ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağını ve icra takibinin usule uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulüne, 6111 sayılı Kanun"un 59. ve geçici 1. maddesi gereği, trafik kazalarından kaynaklanan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olduğundan, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine; davacının istirdat talebinin reddine dair verilen hükmün, davacı vekili
    ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 10.12.2018 tarih, 2015/17214 Esas ve 2018/11897 Karar sayılı ilamı ile; "6111 sayılı Kanun"un 59. ve geçici 1. maddeleri ile, trafik kazası nedeniyle doğan tedavi giderlerine ilişkin zarardan haksız fiil faili- araç işleteni- araç sigortacısı sıfatıyla sorumlu olanların sorumluluklarına son verildiği; böylesi durumda, yapılmış tedavi hizmetinden yararlanan tarafın, zarara sebep olan araç ilgilisi zarar sorumlularından değil, SGK"dan tedavi gideri bedellerini talep etmesi gerekeceği; tedaviyi gerçekleştirip masrafı yapanın (tedavi hizmetini veren kurum- kuruluşun), ilgili masraflarını tedavi hizmetini alandan talep edebileceği; davacının yararlandığı tedavi hizmetini veren kuruluş konumunda olan davalı işletmenin yaptığı tedaviye ilişkin hizmet bedellerini, hizmetten yararlanan ve bu hizmetin bedelinden asli olarak sorumlu olan davacı taraftan talep hakkına sahip olduğu dikkate alınmak suretiyle, davalının hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; 2918 sayılı Yasa"da değişikliğe ilişkin 6111 sayılı Kanun"un 59. ve geçici 1.maddeleriyle, 25.02.2011 tarihinden önceki ve sonraki tüm trafik kazalarıyla ilgili tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağı öngörüldüğünden, borçlu olunmadığının tespiti yönündeki davanın reddine; davacının istirdat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılmış olmasına ve delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; eldeki davanın icra takibinde kesinleşen davalı alacağına karşı menfi tespit ve ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkin olduğu, davacının tedavi giderlerinin bu zarardan sorumlu olanlardan tahsili istemine ilişkin olmadığı dikkate alındığında, 6111 gereği SGK sorumluluğunun belirlenmesi gerektiğine ilişkin davacı temyizinin yerinde görülmemesine göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar yönünden gerçekleştirilen tedavi hizmetleri masraflarının davacıdan tahsili için başlatılan icra takibine konu alacak yönünden menfi tespit ile ödenen bedellere ilişkin istirdat istemine ilişkindir.
    Dairemizin önceki bozma ilamında, 6111 sayılı Kanun"un 59. ve geçici 1.maddeleri ile KTK"da yapılan değişiklik ile, tedavi giderlerinden SGK Başkanlığı"nın sorumluluğunun kabul edildiği ve bu düzenlemelerin tedavi hizmetini veren sağlık kuruluşunun verdiği hizmete ilişkin bedelleri, hizmeti alandan talep hakkını ortadan kaldırmadığı dikkate alınarak davalının hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
    Davalı sağlık kuruluşunun verdiği tedavi hizmetleri ile bunların bedelleri ve davalının tedavi hizmetini alan davacıdan talep edebileceği miktarın tespiti için alınan, 16.03.2011 tarihli uzman doktor bilirkişi raporunda; davacının çocuğu için uygulanan tedavinin kaza ile uyumlu ve gerekli olduğu, bedellerinin uygun bulunduğu belirtildikten sonra, davalı tarafından fatura edilen bedeller içinde yer alan 691,45 TL"lik MR bedelinin davalı tarafından talep edilemeyeceği (tek MR hizmeti verildiği halde bu hizmet için 2 kez faturalandırma yapıldığından) açıkça belirtilmiştir. Bu itibarla; davalının verdiği tedavi hizmet bedellerini davacıdan talepte haklı olduğu; ancak, verilmemiş bir hizmete ilişkin bedel için alacak talebinde bulunamayacağı gözetilmelidir.
    Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; 16.03.2011 tarihli uzman bilirkişi raporunda belirtilen 691,45 TL"lik tedavi hizmeti bedelini davalının davacıdan talep edemeyeceği; davalının başlattığı icra takibi kapsamında davacının yaptığı kısmi ödemenin miktarı (Mart 2012 itibariyle 8.784,42 TL.) da dikkate alınarak, davacının menfi tespit ve istirdat isteminin değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA;
    peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara