Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2621 Esas 2021/2551 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2621 Esas 2021/2551 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/2621
Karar No : 2021/2551
Karar Tarihi : 10/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2621 Esas 2021/2551 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/2621 E.  ,  2021/2551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü;

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalının sigortalısının karıştığı tek taraflı kazada, araçta yolcu olan davacının yaralandığını belirterek 1.000,00 TL"nin tahsilini talep etmiş, yargılama esnasında talebini 193.282,93 TL olarak arttırmıştır.
    Davalı davanın reddini savunmuştur.
    Yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair karar davacı vekilinin temyiz başvurusu üzerine Dairemizin 14/05/2019 tarihli ve 2016/13808, 2019/6056 E/K sayılı ilamı ile bozulmuştur.
    Mahkemece uyulan bozma ilamı,toplanan deliler ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davasının ıslah uyarınca kabulü ile davacının 340.445,31 TL maddi zararından TBK"nun 51/1 maddesi uyarınca %20 oranında hakkaniyet indirimi sonucunda tayin olunan, ve talep miktarı ile sınırlı olarak 193.282,93 TL maddi tazminatın kaza tarihi itibariyle geçerli sakatlık teminat klozu kişi başı poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere davalı ... şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre,
    davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava yaralanmalı kaza nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
    Mahkeme tarafından bozmadan önce yürütülen yargılamada hükme esas alınan 18.01.2016 tarihli hesap raporunda, davacının gerçek zararının 193.282,93 TL olduğu hesaplanmış, davacı tarafca bu miktar ıslah edilmiş,mahkemece davacının davasının kısmen kabulü ile gerçek zarar üzerinden %30 tutarındaki hatır taşımasından kaynaklı indirim düşüldükten sonra 135.298,05 TL tazminatın davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Kararın davacı vekilince hatır taşıması indirimi yönünden temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce davacı tarafın temyiz talebi kabul edilerek, taşımanın hatır için olup olmadığının araştırılması ve Dairemizin yerleşik uygulamasına göre de hatır indirimi oranı %20"yi geçemeyeceği belirtilerek bozulmuştur.
    Dairemiz bozma ilamından sonra Mahkemece dosya yeniden tazminat hesabı yapılmak üzere aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş, güncel verilere göre yapılan hesaplama sonucunda davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik nedeniyle kazanç kaybı 340.445,31 TL olarak hesaplanmış,Mahkemece davacının davasının ıslah uyarınca kabulü ile davacının 340.445,31 TL maddi zararından TBK"nun 51/1 maddesi uyarınca %20 oranında hakkaniyet indirimi sonucunda tayin olunan ve talep miktarı ile sınırlı olarak 193.282,93 TL maddi tazminatın kaza tarihi itibariyle geçerli sakatlık teminat klozu kişi başı poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere davalı ... şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Oysa ilk karara karşı davacı vekilinin hatır taşıması indrimi yapılamayacağından bahisle temyiz yoluna başvurduğu, davacının hükmedilen tazminata hesaplama yönünden temyizi olmadığından kararın davacı yönünden kesinleştiği bozma ilamının kapsamında belirtilen yönler dışında, davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, bozma sonrası benimsenen aktüer raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Açıklanan vakalar karşısında Mahkemece; bozma öncesindeki kararda esas alınan 18.01.2016 tarihli rapor
    yönünden davalı taraf lehine oluşan kazanılmış hakkın korunmasını temin etmek üzere asıl davada bozma öncesi belirlenen tazminata göre hatır taşıması indirimi yapılmaksızın karar verilmesi ve birleşen davalarda da davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,(2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara