Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2150 Esas 2021/1873 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2150 Esas 2021/1873 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/2150
Karar No : 2021/1873
Karar Tarihi : 24/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2150 Esas 2021/1873 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/2150 E.  ,  2021/1873 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :... Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.02.2021 Salı günü davacı vekili Av....ve davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; 24/07/2014 tarihinde davacının eşinin yolcu olarak bulunduğu davalının ZMSS poliçesi ile sigortacısı olduğu minibüsün karıştığı tek taraflı kazada ..."ın vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebi 16/07/2018 tarihli dilekçe ile 178.135,00 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı vekili; kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Sigorta Tahkim Komisyonu"nun 31/07/2018 gün, 2018/E.33939 Esas, 2018/49847 Karar sayılı kararı ile "başvurunun kabulü ile başvuran eş ... için 178.135,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 27/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline" karar verilmiş; davalı ... vekilince karara karşı itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyeti"nin 16/10/2018 tarih ve 2018/İ.8343 Esas, 2018/İHK-8832 sayılı kararı ile "itirazın kabulü ile hakem heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kesin hüküm nedeni ile reddine" karar verilmiştir.
    Davacı vekili tarafından itiraz hakem heyeti kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2020/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi"nin 30.12.2019 tarih ve 2019/86 E. - 2019/4128 K. Sayılı kararı hükümsüz kalmakla kaldırılarak davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, 24/07/2014 tarihinde davacının eşinin yolcu olarak bulunduğu davalının ZMSS poliçesi ile sigortacısı olduğu minibüsün karıştığı tek taraflı kazada eşi Necla Kaman"ın vefat ettiğini belirterek 28.10.2014 tarihinde sigorta şirketine başvurmuş ve destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunmuştur. Davacının bu talebi 05.11.2014 tarihinde "talebini Zorunlu Karayolu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortacısına yöneltmesi gerektiği" gerekçesiyle reddedilmiştir.
    Bunun üzerine davacı tarafça 18.11.2014 tarihinde davalı ... şirketine karşı tahkim yoluna başvurulmuş, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 26/05/2015 tarih ve E.2014/8904.11-K.2015/4481 sayılı kararı ile "davacının sigortalı aracın Zorunlu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden talepte bulunması gerektiği, zorunlu taşımacılık sigorta poliçesi bulunmadığından Güvence Hesabına başvurması
    gerektiği" belirtilerek başvurunun husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, bu karara karşı itiraz ve temyiz yoluna gidilmemiştir.
    Davacı vekili, bu kez Güvence Hesabı"na başvurmuşsa da, aynı kazada yaralanan başka yolcuların kendilerine karşı hakeme başvurmaları sonucunda, taleplerinin reddedildiğine ilişkim kararlar gerekçe gösterilerek davacının talebini 04.01.2018"de reddine karar verilmiştir. (Taşımanın Zorunlu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yapılması zorunlu olmayan il içi bir taşıma olduğundan bahisle başvuru sahiplerinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından talepte bulunulabileceğine ilişkin 12/02/2016 tarih ve 2015/E.0018727- 2016/3688 K. Sayılı hakem heyeti kararı ve 19/04/2016 tarih 2016/i.502- 2016/ihk-796 K. Sayılı İtiraz Hakem Heyeti kararı)
    Davacı vekili, 16.02.2018 tarihinde yeniden davalı ... şirketine başvurmuşsa da, talep bu kez kesin hüküm (Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 26/05/2015 tarih ve E.2014/8904.11-K.2015/4481 sayılı kararı) gerekçesi ile 27.02.2018 tarihinde reddedilmiştir.
    Bunun üzerine 30.04.2018 tarihinde eldeki dava açılmış, Sigorta Tahkim Komisyonu"nun 31/07/2018 gün, 2018/E.33939 Esas, 2018/49847 Karar sayılı kararı ile "başvurunun kabulü ile başvuran eş ... için 178.135,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 27/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline" karar verilmiş; davalı ... vekilince karara karşı itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyeti"nin 16/10/2018 tarih ve 2018/İ.8343 Esas, 2018/İHK-8832 sayılı kararı ile "itirazın kabulü ile hakem heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kesin hüküm nedeni ile reddine" karar verilmiştir.
    Somut olayda; dava dışı sürücünün ve ölen şahsın ceza dosyasındaki beyanlarından yirmi kişilik gündelik işçilerin Aydın-Çine ilçesinden domates toplama işini yaptıktan sonra Aydın-Koçarlı ilçesine dönerken -iki ilçe arası 42 km- Muğla-Aydın karayolu Savrandere mevkiinde kaza olduğunu beyan ettikleri görülmüştür.
    Zorunlu karayolu taşımacılığı mali sorumluluk sigortası ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması
    halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Yasasından doğan sorumluluğunu poliçede yazılı limitlere kadar sigorta örtüsüne almaktadır. 4925 sayılı Yasanın 18 maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Yasanın 17 maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Aynı Yasanın 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.
    Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak, bu sigortanın yapılmamış olması, kaza tarihinde süresinin dolması ya da sigorta yapılmış ancak limitin aşılmış olması durumunda ise sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
    Somut olayda, kaza yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası bulunmamakta olup, bu halde husumet Güvence Hesabına yöneltileceği gibi yukarıdaki açıklamalar ışığında sıralı sorumluluk gereği Zorunlu Taşıma Sigortası hiç yaptırılmamış olması nedeniyle davacı bu halde aracın kaza tarihinde geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortacısına (ZMMS"sine) karşı dava açabilecektir. Tazminatın ödenmesi halinde ZMMS ile Güvence Hesabı arasında rücu ilişkisi doğacaktır.
    Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetinin 26/05/2015 tarih ve E.2014/8904.11-K.2015/4481 sayılı davanın yöneltileceği
    tarafa ilişkin kararının eldeki dava açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceği açıktır.
    Bu durumda hakem heyetince, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmesi hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi"nin 30.12.2019 tarih ve 2019/86 E. - 2019/4128 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3.050,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara