Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1293 Esas 2021/2371 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1293 Esas 2021/2371 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/1293
Karar No : 2021/2371
Karar Tarihi : 08/03/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1293 Esas 2021/2371 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/1293 E.  ,  2021/2371 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili; davalılardan ... Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, davalı ...’ın maliki olduğu, diğer davalı ...’ın sevk ve idaresindeki, araçla, davalı ... Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, davalı ...’ın sevk ve idaresindeki, aracın ve dava dışı ...’ın kullandığı aracın çarpışması sonucu 25.09.1994 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı ...’ın kullandığı araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde şekilde yaralandığını ve malul kaldığını beyanla, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 150.000.000 TL (150 TL) maddi, 100.000.000 TL (100 TL) manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Güvence Hesabı vekili; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Diğer davalılar; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ceza mahkemesinden alına ... Üniversitesi Öğretim görevlilerinin hazırladığı 15.02.1997 tarihli kusur raporu dikkate alınarak davalılar ..., ... Sigorta hakkında açılan davanın reddine; diğer davalılar ..., ... ve ... Sigorta A.Ş. hakkında açılan dava hakkında ise; davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği 6/8 kusur oranı ile aktüerya raporunda belirtilen zararın oranlanması ile talep edilebilecek maddi tazminat tutarının 15.579,96 YTL olduğunun tespiti ile davacının talebi ile bağlı kalınarak 150,00 YTL maddi tazminatın 25.09.1994 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (... Sigorta A.Ş. bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılar ..., ... ve ... Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline,davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat haklarının saklı tutulmasına; manevi tazminat yönünden ... Sigorta hakkında açılan davanın reddine, Manevi tazminat yönünden davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, takdiren 60,00 YTL manevi tazminatın 25.09.1994 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline,davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, dair verilen karar davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Hükmü temyiz eden ... ve ... vekili Av. ... tarafından temyiz dilekçesinden sonra verilen 26.04.2017 havale tarihli dilekçesi ile temyiz isteğinden feragat ettiklerini bildirmiştir. Av.... Fatih Şengezer’in vekaletnamesinde temyizden feragate yetkili olduğu da anlaşıldığından temyiz isteminin feragat nedeniyle reddi gerekmiştir.
    2-07.10.2004 tarih, 25606 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Kanun ile HUMK’na eklenen ek madde 4 ile aynı yasanın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2007 tarihinden itibaren 1.170.00 YTL’ye çıkarılmıştır. Davacı tarafın manevi tazminata ilişkin talebinin kabul edilmeyen (reddedilen) kısmı 40 TL olup, temyize konu karar anılan tarihten sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz
    istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
    3-Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davaya konu kaza çift taraflı olarak gerçekleşmiş olup, davacı, davalılardan ...’ın kullandığı araçta yolcu konumundadır. Dosya münderecatında incelenen ceza yargılaması evrakından; kaza tespit tutanağında kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsü ...’ın asli kusurlu olduğunun, diğer sürücüler ... ve ...’ın kusurlarının bulunmadığının belirlendiği, ceza mahkemesince İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınan 15.08.1996 tarihli kusur raporuna göre; davalı araç sürücüsü ...’ın asli ve 5/8 oranında, davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü ...’ın tali ve 3/8 oranında kusurlu olduğu ve ...’ın kusurunun bulunmadığı; ceza mahkemesince İTÜ Heyet’ten alınan 15.02.1997 tarihli kusur raporuna göre; kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsü ...’ın asli ve 8/8 oranında kusurlu olduğu, diğer sürücüler ... ve ...’ın kusurlarının bulunmadığı belirtilmiş, dosya içerisinde bulunan ceza dosyasında henüz hüküm verilmediği görülmüş, mahkemece, kusur belirlemesi konusunda bir rapor alınmadan, ceza mahkemesince İTÜ Heyet’ten alınan 15.02.1997 tarihli kusur raporunda belirlenen kusur oranlarına göre hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
    Davacı; yolcu konumunda olup yolcunun sürüş kusuru bulunmasa da, kazanın gerçekleşme şekli değerlendirildiğinde davaya konu kazadaki kusur oranlarının tespiti önem arzetmektedir. Bu nedenle mahkemece, ceza mahkemesi dosyasının eksiksiz olarak dosyaya kazandırıldıktan sonra Karayolları Trafik Kürsüsünden oluşturulacak heyetten kazanın oluşumundaki kusur dağılımına ilişkin, ceza dosyasındaki kusur raporları ile tüm dosyadaki delillerin değerlendirildiği, gerekçeli denetime elverişli ve çelişkileri giderici kusur raporu alınarak gerekirken kusur raporu alınmadan hüküm tesisi yoluna gidilmesi isabetli görülmemiş,yeniden hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir.
    4-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,
    zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Somut olayda yargılama aşamasında mahkemece Taksim Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nden aldırılan ve hükme esas alınan 26/07/2001 tarihli Sağlık Kurulu Raporunda davacının yaralanmaya bağlı olarak çalışma gücü kaybı oranının %15 olduğu bildirilmiştir. 25/09/1994 kaza tarihi itibari ile Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, yürürlükte olup, bilirkişi tarafından ancak raporun hangi yasal düzenlemeye göre düzenlendiği belirtilmemiştir.
    O halde mahkemece;Adli Tıp Kurumu"ndan, olay tarihinde yürürlükte olan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun, yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de; davalı ...Ş. ve davalı ... hakkında açılan maddi tazminat davasının red sebepleri aynı olduğu için AAÜT"nin 3/2 maddesi gereğince bu davalılar lehine tek vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    5-Bozma kapsam ve şekline göre davacılar vekilinin hesap raporuna yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle göre davacı vekilinin reddedilen manevi tazminat hükmüne ilişkin temyiz isteminin mahkeme
    hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin hesap raporuna yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 08/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara