Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1147 Esas 2021/719 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1147 Esas 2021/719 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/1147
Karar No : 2021/719
Karar Tarihi : 04/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1147 Esas 2021/719 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2020/1147 E.  ,  2021/719 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili, 27.06.2005 tarihinde davalıların sürücü, işleten ve trafik sigortacısı (ZMSS) olduğu araç ile tam kusurla yaya haldeki davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının ağır şekilde yaralandığını ve tedavisinin halen devam ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL daimi maluliyet tazminatı, 200,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 200,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 500,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren en yüksek kademeli faiziyle birlikte davalılardan (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçedeki kapsam ve limitle sınırlı olamak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
    Davalı ... vekili, öncelikle kusur oranının saptanması gerektiğini ve sorumluluklarının poliçe limitleri dahilinde sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... Oto Servis ve Tic A.Ş vekili, kazanın tek sorumlusunun davacı olduğunu, ceza yargılaması sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının maddi tazminatına ilişkin hiçbir delil ve belge sunmadığını ve istenen miktarların sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verecek düzeyde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., asli kusurlu olan tarafın davacı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı işleten şirket vekili temyizi üzerine, Dairemizin 20.04.2017 gün ve 2014/21365 E. 2017/4319 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 402,67 TL maddi tazminatın sigorta açısından dava tarihi 13.03.2007 tarihinden itibaren poliçedeki limitlerle sınırlı kalacak şekilde ve diğer davalılar ... ve Borusan Oto Servis ve Tic. A.Ş açısından olay tarihi 27.06.2005 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, davacının tedavi gideri için talebinin reddine, 3.500,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve Borusan Oto Servis ve Tic. A.Ş’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki 2 numaralı bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-) Dava, trafik kazası nedeni ile meydana gelen cismani zarardan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dairemizin 20.04.2017 gün ve 2014/21365 E. 2017/4319 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davalı ... manevi tazminattan sorumlu olmadığı ve aleyhine manevi tazminata hükmedilmediği halde; bozmaya uyduğunu söyleyen fakat bozma gereğini yerine getirmeyen mahkemece, manevi tazminata ilişkin vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden diğer davalılarla birlikte davalı ... şirketinin de sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
    3-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Dairemizin 20.04.2017 gün ve 2014/21365 E. 2017/4319 K. sayılı ilamı 2 numaralı bendinde; sigorta şirketi motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderlerini zorunlu olarak teminat altına aldığı, sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğünün (belgeli tedavi giderleri), 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunduğu belirtilmiş; mahkemece davacının 200,00 TL belgesiz tedavi gideri talebi hakkında açıklanan ilkeler doğrultusunda olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken
    bunun göz ardı edilmesi isabetli bulunmayarak hüküm bozulmuştur. Bozma ilamımızdan da açıkça anlaşıldığı üzere; davadan sonra yürürlüğe giren kanun değişikliğiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiği, Sosyal Güvenlik Kurumunun, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil ancak söz konusu madde kapsamında kalan belgeli tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, Kanunun 98. maddesi kapsamında olmayan(belgesiz) tedavi giderleri yönünden ise haksız fiil faili sürücü, işleten, ve işleten hukuki sorumluluğunu yüklenen sigortacının sorumluluğunun devam ettiği tartışmasızdır. Hal böyle iken; mahkemece her ne kadar bozmaya uyulduğu belirtilmiş ise de; bozma gereğini karşılamaktan uzak “sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına aldığı, sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğünün 6111 Sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunduğu, davacının 200,00 TL belgesiz tedavi gideri talebinin 6111 Sayılı Yasa kapsamında SGK tarafından karşılanması gerektiği, davacının bu yönde bir zararı olmadığı” gerekçesi ile davacının tedavi gideri talebinin reddi yerinde olmamıştır.
    Somut olayda; davacı ..., kazadaki yaralanması nedeniyle yaptığı belgesiz tedavi giderlerinin davalılardan tahsilini talep etmiş; mahkeme ise, davacı tarafın tedavi giderlerinin belgelendirilemediği gerekçesi ile tedavi gideri talebini reddetmiştir.
    Oysa, yukarıda ifade edilen hususlar da dikkate alınmak suretiyle; davacı tarafından SGK"nın sorumlu olmayacağı birtakım tedavi ve yol giderlerinin de dava konusu olduğu gözetilerek, uzman tıp doktoru bilirkişiden davacının kazadaki yaralanması ile tedavisinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderlerinin ve yol masrafının miktarı konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, TBK hükümleri de gözetilerek oluşacak sonuca göre davacı isteminin karara bağlanması gerekirken Dairemizin 20.04.2017 gün ve 2014/21365 E. 2017/4319 K. sayılı ilamı 2 numaralı bendinde tedavi giderinden sorumluluğa dair yapılan açıklamalar dikkate alınmaksızın bu yönde gerekli araştırmalar yapılmaksızın eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    4-) Davacı tarafca, dava dilekçesinde manevi tazminat yönünden de faiz talep edilmesine rağmen mahkemece, faize hükmedilmemiş olması doğru değil, bozmayı gerektirmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalı ... A.Ş"ye geri verilmesine, 04/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara