Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/11295 Esas 2021/780 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/11295 Esas 2021/780 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2020/11295
Karar No : 2021/780
Karar Tarihi : 04/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/11295 Esas 2021/780 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/11295 E.  ,  2021/780 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 14.10.2020 tarih 2020/İHK-21210 sayılı itirazın kabulü kararının, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -
    Davacı vekili; 09.03.2018 tarihinde ... plakalı sigortasız araç ... plakalı motosiklet ile ... plakalı araç arasında meydana gelen çok taraflı kazada motosiklet sürücüsü davacı müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını belirterek kalıcı ve geçici iş göremezliğe maruz kaldığını, müvekkilinin herhangi bir kusuru olmadığını, HMK 107 gereğince belirsiz alacak niteliğinde talebini artırım hakkı saklı kalmak üzere 15.000,00 TL kalıcı, 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL geçici bakıcı gideri olmak üzere toplam 15.200,00 TL ödenmemiş bakiye maddi zararının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile karşı taraftan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili, 14/02/2020 günlü bedel arttırım dilekçesi ile (3.542,38 TL+387,85 TL+42.941,30 TL) talebini 46.871,53 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 32.502,76 TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 2.833,91 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 310,28 TL geçici bakıcı gider tazminatı toplamı 35.646,95 TL tazminatın 12.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta kuruluşundan tahsil edilerek başvuran tarafa ödenmesine, bakiye taleplerin müterafik kusur indirimi sebebiyle reddine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyeti, ..."nın itirazının kabulüne, 17.03.2020 tarihli K-2020/19221 sayılı Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına ve yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına, başvuru sahibinin taleplerinin reddine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle kalıcı ve geçici işgöremezlik ile geçici bakıcı gideri tazminatı taleplerine ilişkindir.
    Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
    Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “...ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
    Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
    T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
    Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “...ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
    25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59.maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı", Yasanın geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun"un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20"sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği," öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa"nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu"na geçmiştir.
    Somut olayda, uyuşmazlık hakem heyeti ve itiraz hakem heyeti tarafından geçici işgöremezlik tazminatından Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de, yukarı da açıklandığı üzere geçici işgöremezlik talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğinden davacının talep ettiği geçici işgöremezlik dönemi için karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2-Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 31.12.2016 tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Somut olayda, uyuşmazlık hakem heyetince davalı sigorta şirketi tarafından davacının hakem heyetine başvurusu öncesi ödemesindeki hesaba esas alınan Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin 17.10.2019 tarihli %8 maluliyetinin hesap raporunda dikkate alınması gerektiği kabul edilmiş ancak maluliyet oranı tespit edilirken hangi yönetmeliğin esas alındığı raporda belirtilmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Kaza tarihinde (09.03.2018) yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde alınan ve dosyada mevcut Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı"ndan alınan 09.09.2019 tarihli maluliyet raporunun esas alınarak yeniden aktüer raporu alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara