Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/842 Esas 2021/1702 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/842 Esas 2021/1702 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/842
Karar No : 2021/1702
Karar Tarihi : 22/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/842 Esas 2021/1702 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/842 E.  ,  2021/1702 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.02.2021 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davalı ..."nun müvekkili kuruma 13.06.2014 tarihi itibariyle 817.000,00 TL borcu bulunduğunu, yürütülen icra işlemleri neticesinde kurum alacağının davalı ..."dan tahsil edilemediğini, tespit edilen mallara tatbik edilen hacizler neticesinde kurum alacaklarını karşılayacak değerde mal varlığına haciz konulamadığını,ancak dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğini, 6183 sayılı Yasa"nın anılan maddeleri uyarınca; davalılar arasında kurum alacağını karşılıksız bırakmak maksadıyla yapılan tasarrufların iptale tabi olduğunu belirterek ilgili taşınmaz ve teferruatlara ilişkin satışların iptaline, söz konusu taşınmazlar üzerinde taraflarına cebri icra yapabilme yetkisi tanınmasına, ancak iptale konu taşınmazlardan borçlu ile işlemde bulunan davalı kişiler tarafından başkasına
    devredilmiş olan taşınmazların bedellerinin müvekkili tahsil dairesine ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacı müvekkilinin tapu kaydına güvenle diğer davalı ..."dan dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili; müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...; borca yeter miktarda verilmiş gayrimenkul ve menkul teminatı mevcut olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    İş Mahkemesine açılan dava görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 16/06/2015 tarih ve 2015/9476-2015/11968 sayılı kararı ile görevsizlik kararı onanmış olup, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalılardan ..."a karşı açılan davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine, davalılar ... Süt ve Süt Ürünleri Tic. Ltd. Şti. ile davalı ..."e karşı açılan davanın kısmen kabulüne, davalı ... Süt ve Süt Ürünleri Ltd. Şti. adına kayıtlı ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 28 ada 45 parsel sayılı taşınmaz üzerinde, tasarruf tarihi olan 09.05.2011 tarihi itibariyle davacının alacağının ulaştığı miktar olan 120.185,15 TL ve ferileri ile sınırlı olmak üzere alacaklıya haciz ve satış yetkisi tanınmasına (bu hükümle haciz ve satış yetkisi verilen diğer taşınmazlardan tahsil yapılması halinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalı ... adına kayıtlı ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 253 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde, tasarruf tarihi olan 28.12.2010 tarihi itibariyle davacının alacağının ulaştığı miktar olan 116.873,25 TL ve ferileri ile sınırlı olmak üzere alacaklıya haciz ve satış yetkisi tanınmasına (bu hükümle haciz ve satış yetkisi verilen diğer taşınmazlardan tahsil yapılması halinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) davalı ... adına kayıtlı olan ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 253 ada 40, 41, 42, 43 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde, tasarruf tarihi olan 17.12.2010 tarihi itibariyle davacının alacağının ulaştığı miktar olan 116.613,39 TL ve ferileri ile sınırlı
    olmak üzere alacaklıya haciz ve satış yetkisi tanınmasına (bu hükümle haciz ve satış yetkisi verilen diğer taşınmazlardan tahsil yapılması halinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davacı ... prim alacağı nedeniyle takip yaptığını, alacağını tahsil edemediğini öne sürerek borçlu davalının taşınmazlarını alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile sattıklarını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    6183 sayılı AATUHK.nun 24 ve devamı maddeleri uyarınca SSK Genel Müdürlüğü tarafından prim alacakları nedeniyle açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda görevli mahkeme, yürürlükten kalkan 506 SSK.nun 80.maddesi 4.fıkrası ve bu maddeyi kaldıran 5510 sayılı Kanun ile getirilen aynı Yasanın 88/19. maddesi ile açıkça iş mahkemesi olduğu belirtilmiş, anılan Yasa maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir….” denilmek suretiyle yoruma yer bırakılmamıştır. Bu nedenle, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 16/06/2015 tarih ve 2015/9476-2015/11968 sayılı onama kararı maddi hataya dayalı olup, maddi hataya dayalı onamadan dolayı usuli kazanılmış hak doğmaz. Bilindiği üzere usul kuralları (görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata) kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşturmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 15.03.1972 gün ve 1968/1-277-176, 01.03.1995 gün ve 1995/7-641-117, 23.01.2002 gün ve 2001/1-1010-2002/1, 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı kararları; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-2001 Baskı, cilt 5, sayfa 4771 vd). 6183 sayılı AATUK 24. maddesi ihdası sırasında 506 sayılı Kanun mevcut olmayıp sonradan yürürlüğe giren ve prim alacakları ile ilgili uyuşmazlıkta görevli mahkemeyi belirleyen 506 sayılı Yasa ve sonrasında da 5510 sayılı Yasanın 88/19. maddesi uyarınca mahkemece; davada İş Mahkemesinin görevli olduğu dikkate alınmak suretiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, işin esası hakkında hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle res’en hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 3.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."e verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 22/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara