17. Hukuk Dairesi 2019/747 E. , 2021/2519 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan bozma ilamında; “ ... İntifa hakkının devri veya çıplak mülkiyet sahipleri lehine feragat edilmesi halinde anılan tasarrufun iptale tabi olacağı, dava konusu taşınmazın kargir apartman olmayıp et lokantası olarak kullanılan ve tapuda 423,25 metrekare alanlı dükkan olduğu, taşınmazın ... lokantası olarak faaliyet gösteren işyeri olduğu, bu durumda davacı vekilinin 12.12.2011 tarihli dilekçesi de değerlendirilerek (dava konusu İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün 2008/1669, 2008/5721, 2008/5727, 2008/5965, 2008/17142, 2008/18980 sayılı takip dosyaları yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, bu takipler yönünden taleplerin atiye tek ettiklerini belirtiğinden) dava konusu İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2008/15197, 2008/15198, 2008/18970, 2008/18971 sayılı takip dosyaları yönünden yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda dava ön koşullarının incelenmesi, dava ön koşullarının varlığı halinde dava konusu 12.9.2007 tarihli tasarruf yönünden İİK"nun 278,279 ve 280 maddeler gereğince değerlendirme yapılarak (bilirkişi raporuyla bedel farkının belirlendiği, davalıların baba-oğul, karı-koca oldukları hususununda göz önünde bulundurulması) sonucuna göre karar verilmesi gerekiren yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamına dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali davasıdır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda davacı vekili, davalı borçlu ...’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine İstanbul 1.İcra Müdürlüğü’nün 2008/1669- 5721- 5727- 5965- 15197- 15198- 17142- 18970-18971-18980 sayılı icra dosyaları ile icra takibi yapıldığını, 2008/15197, 2008/15198- 2008/18970-2008/18971 sayılı dosyalar haricinde davalı borçlu tarafından diğer icra dosyaları yönünden icranın geri bırakılması kararı alındığı, davacı vekili tarafından da atiye bırakılan dosyalar hariç 2008/15197, 2008/15198- 2008/18970- 2008/18971 dosyalar yönünden dosyanın değerlendirilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 2008/18970 esas dosyasına konu çekin keşide tarihinin 09/11/2007 tarihi olduğu, İstanbul 1. İcra Müdürlüğü"nün 2008/18971 dosyasına konu çekin keşide tarihinin 10/01/2008 tarihi olduğu, davacının bu çeklerin iptale konu edilen 12/09/2007 tarihli tasarruftan önce doğan borç nedeniyle verildiğini ispat edemediği, bu nedenle borcun doğum tarihinin çeklerin keşide tarihleri 09/11/2007 ve 10/01/2008 olduğundan ve iptale konu edilen 12/09/2007 tarihli tasarruftan sonra doğan borca dayanılarak icra dosyalarında takip yapıldığından tasarruftan sonra doğan borca dayanılarak tasarrufun iptali talep edillemeyeceğinden İstanbul 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/18970 ve 2008/18971 sayılı takip dosyaları yönünden açılan davanın reddine; İstanbul 1 İcra dairesinin 2008/15197 Esas sayılı dosyasında özetle; takip dayanağının 16/07/2007 tanzim 30/09/2007 vade tarihli bono olduğu, İstanbul 1 İcra müdürlüğünün 2008/15198 Esas sayılı dosyasının dayanağının 03/09/2007 tanzim 01/11/2007 vade tarihli bono ve 03/09/2007 tanzim 01/12/2007 vade tarihli bono olduğu, iki icra dosyasında da borcun dava konusu tasarruf tarihinden önce doğduğu, İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali şartlarının da oluştuğu belirtilerek bu icra dosyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava dilekçesinde bahsi geçen ancak daha sonra davalı borçlunun talebi ile icranın geri bırakılması kararı alınan İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün 2008/1669- 5721- 5727- 5965- 17142- 18980 sayılı dosyaları incelendiğinde; icra dosyalarında alacağın dayanağının birbirini takip eden çekler ve bonolar olduğu, anlaşılmıştır.
Mahkemece davacı vekiline davalı borçlu ile arasındaki ticari ilişkinin neye dayalı olduğuna dair delillerini ibraz etmesi için süre verilmesi, sonucuna göre de icranın geri bırakılması kararı verilen icra dosyaları ile birlikte değerlendirilerek ticari ilişkinin başlangıcı belirlenerek karar verilmesi gerekirken, 2008/18970 ve 2008/18971 sayılı dosyalar yönünden eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 10/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.