Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4906 Esas 2020/851 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4906 Esas 2020/851 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/4906
Karar No : 2020/851
Karar Tarihi : 06/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4906 Esas 2020/851 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/4906 E.  ,  2020/851 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı 10/04/2018 gün ve 2018.İ/2088 E. 2018/İHK-2696 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen 13/06/2019 tarih ve 2019/1463-2019/1210 E-K sayılı kararının Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, 17.05.2017 günü davalı ... şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı davacıya ait aracın meydana gelen yangın sonucu hasar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 55.000,00 TL tazminatın 17/05/2017 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 65.940,00 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; dava konusu traktör üzerinde ... Bankası A.Ş’nin rehni bulunduğu, rehin alacaklısında davaya muvafakat vermediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karara, davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince, dava dışı 3.kişi lehine olan rehinin kaldırıldığı bilgisinin 23/01/2018 tarihinde uyuşmazlık hakemine iletildiğini belirterek 65.940,00 TL tazminatın 29/05/2017 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; itirazın kabulüne dair karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 10/04/2018 gün ve 2018.İ /2088 E. 2018/İHK-2696 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nun 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
    Savunma hakkını güvence altına alan T.C Anayasa"sının 36. maddesinde de buna paralel düzenleme bulunmaktadır.
    Somut olayda; davalı kendini vekil ile temsil ettirmiş, cevap dilekçesi ibraz etmiştir. Ancak, hükme esas alınan hesap raporu ve ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmemiştir. Tahkim heyetince, kendini vekil ile temsil ettiren davalı vekiline hesap bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi tebliğ edilip, ıslah dilekçesi ve bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkı kısıtlanmıştır.
    Bu durumda tahkim heyetince anılan bilirkişi raporunun ve ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliği ile ıslaha ve rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanması doğru değildir. Bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-ç maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara