Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2140 Esas 2020/1594 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2140 Esas 2020/1594 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/2140
Karar No : 2020/1594
Karar Tarihi : 17/02/2020
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2140 Esas 2020/1594 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/2140 E.  ,  2020/1594 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... Sigorta A.Ş vekili, davalı ... vekili, davalı ...Ş vekili ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, 23.08.2009 tarihinde, müvekkillerinin eşi/babası ..."ın Karadeniz sahil yolunda karşıdan karşıya geçerken ilk olarak davalılardan ..."nin sürücüsü, ... Sigorta A.Ş"nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın murise çarparak savurduğunu ardından davalılardan ..."in sürücüsü, ..."ün işleteni, ... Sigorta A.Ş"nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın murise çarptığını, kaza sonucu ..."ın vefat ettiğini, kazanın oluşumunda sürücü, işletenler ve sigortacılar yanında gerekli yaya geçidi, ışıklandırma, oto korkuluk yapmayan diğer davalıların da kusurlu olduğunu belirterek belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL maddi tazminat ile 9.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 10.06.2014 tarihli açıklama dilekçesinde her bir davacı için 200,00"er TL maddi ve 1.800,00"er TL manevi tazminat talep ettiklerini belirtmiş; 07.10.2015 tarihinde maddi taleplerini 52.867,01 TL destek tazminatı ve 1.721,50 TL cenaze gideri olmak üzere toplamda 54.588,51 TL"ye artırmıştır.
    Davalı ... ve TEİAŞ, davaya cevap vermemiş, diğer davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile davacı Güler Kayış"ın davalılar ..., Karayolları Genel Müdürlüğü, ... Sigorta AŞ, ..., ..., ... Sigorta A.Ş., ... ... ... Genel Müdürlüğü yönünden maddi tazminat taleplerinin kabulü ile toplam 54.588,51 TL maddi tazminatın (destek zararı +cenaze giderleri) kusur oranlarına göre davalılar ... ve Karayolları Genel Müdürlüğünden 18.196,17"şer TL ve davalı ... ile ... ... ... Şirket Müdürlüğünden 9.098,08"er TL olmak üzere (sigorta şirketleri ... Sigorta A.Ş. ve ... Sigorta AŞ yönünden poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile) davalıların olay tarihi 23.08.2013 tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olmak üzere davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine; davacılar ..., ..., Zeynep Kayış, ..."nun maddi tazminat taleplerinin reddine; davalı ... yönünden davanın reddine; davacıların manevi tazminat talepleri yönünden davanın kabulü ile, toplam 9.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan (sigorta şirketleri ve Teiaş hariç) kusur oranlarına göre tahsili ile olay tarihi 23.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara hisseleri oranında ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, davalı ... Sigorta A.Ş vekili, davalı ... vekili, davalı ...Ş vekili ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nun 294-297. maddeleri),hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nun 297/II
    ../...
    2019/2140 -3-
    2020/1594

    maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı Güler Kayış"ın maddi tazminat talebi davalılar ..., Karayolları Genel Müdürlüğü, ... Sigorta A.Ş, ..., ..., ... Sigorta A.Ş, ... ... ... Genel Müdürlüğü yönünden kabul edilmiş, mahkemece kusur oranlarına göre tazminat miktarı belirlemesi yapılırken davalı ... Sigorta A.Ş ve davalı ...Ş"nin sorumlu oldukları miktar ve hangi davalılarla birlikte sorumlu oldukları yazılmamıştır. Bunun yanında davacılar vekili, 10.06.2014 tarihli açıklama dilekçesinde her bir davacı için 1.800,00"er TL manevi tazminat talebinde bulunduklarını belirtmiş, yerel Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davacılar yönünden 9.000,00 TL tek bir kalem manevi tazminatın davacılara hisseleri oranında ödenmesine talep dışına çıkarak hükmetmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararı ifade olunan sebeplerle, infazda tereddüt uyandıracak mahiyette olup, bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. (HMK"nun 297/II maddesi) maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca; infazda tereddüt uyandırmayacak bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Kabule göre, bir kamu kuruluşu tarafından, kamu yasaları uyarınca tesis yapma, yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülüktür. Kamu kuruluşlarının, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin, yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde hizmet kusurundan kaynaklanan zararlardan olup, bu zararların tazminin amacıyla anılan idarelere karşı, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesi gereğince (11.02.1959 günlü ve 17/15 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına göre de;) idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Yargı yolu dava şartlarından ve kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilmelidir.
    Somut olayda, davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasında, araç sürücüleri, işletenler ve sigortacılar yanında, yaya geçidi, ışıklı sesli işaret ve oto korkuluğu eksikliği nedeniyle sorumlu olduğunu iddia ettiği Karayolları Genel Müdürlüğünün de kusuru bulunduğunu ileri sürerek yani hizmet kusuruna dayanarak işbu davayı açmıştır.
    Davalı ... kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu 2. madde hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikamesi gerekmektedir. (11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)
    Bu durumda mahkemece, ... yönünden yargı yolu caiz olmadığından HMK’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi isabetli diğildir.
    3-Bozma neden ve şekline göre; davalı ... vekilinin, davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin, davalı ... vekilinin, davalı ...Ş. vekilinin ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, davalı ... Sigorta A.Ş vekilinin, davalı ... vekilinin, davalı ...Ş vekilinin ve davalı ... Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... Sigorta A.Ş, ..., ... Sigorta A.Ş. ve ... ... ... Genel Müdürlüğü"ne geri verilmesine 17/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara