17. Hukuk Dairesi 2016/3830 E. , 2016/6857 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının işleteni olduğu aracın davacıya ait araca çarpmasıyla oluşan kazada davacı aracının hasar gördüğünü, aracın 2,5 ay tamirde kaldığını ve davacının aracından mahrum kaldığı bu dönemde günlüğü 20,00 TL"den başka araca para ödediğini, onarımda davalının sigortası tarafından karşılanmayan parça bedeli olarak 519,00 TL"yi davacının ödediğini, kaza nedeniyle aracın değer kaybına uğradığını ileri sürerek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 520,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiş; 08.01.2015 tarihli dilekçesi ile toplam taleplerini 7.539,00 TL"ye yükselttiklerini bildirerek bu bedelin tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın yasal sürede açılmadığını, husumetin davalı aracının trafik sigortacısına yöneltilmesi gerektiğini, sigorta tarafından eksik ödendiği iddia olunan 519,00 TL. yönünden eksik ödeme nedeninin saptanması gerektiğini, mahrumiyet zararı yönünden davacının kiralama konusunda fatura sunmak zorunda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 3.519,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin (2 nolu) kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı tarafça, iş bu davada araç hasarı ve mahrumiyet zararı ile birlikte kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı da istenmiştir. Mahkemece benimsenen 03.03.2014 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 3.000,00 TL. değer kaybı tazminatına hükmolunmuş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda araç değer kaybı hesaplaması doğru yapılmamıştır. Eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınması; ya da araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi(makine mühendisi) veya bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamına göre; davacı aracının modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi vs. gibi hususlar gözönünde bulundurularak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde; davacı vekili tarafından mahkemece verilen 11.02.2015 tarihli kararla ilgili katılma yoluyla temyiz dilekçesinin yasal sürede verildiği, davacının temyiz başvurusu yaparken temyiz yoluna başvuru harcı ve temyiz karar harcı yatırmadığı, davacının temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği; davacının temyiz başvuru harcı ve karar harcını yatırmamış olması nedeniyle harcın ikmali için Dairemiz tarafından dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi üzerine mahkemece, eksik harcın 7 günlük kesin sürede yatırılması, aksi halde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağı ihtarını içeren muhtıranın davacı vekiline 10.02.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin harç ikmalini yapmadığı görülmektedir.
HUMK"nun 434/3 (yeni 6100 sayılı HMK’nin 344. maddesi) maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin uygulanmasına rağmen, davacı vekilinin 7 günlük kesin sürede eksik temyiz harcını yatırmamış olması karşısında; davacı vekilinin temyiz isteminin reddi yönünde mahkemece bir karar
verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtayca da bu yolda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin, kesin sürede eksik temyiz harcını ikmal etmemiş olması nedeniyle temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin, mahkemece verilen kesin sürede eksik temyiz harcını ikmal etmemiş olması nedeniyle REDDİNE, 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.