Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1814 Esas 2021/1448 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1814 Esas 2021/1448 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/1814
Karar No : 2021/1448
Karar Tarihi : 17/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1814 Esas 2021/1448 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2019/1814 E.  ,  2021/1448 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Hükmüne uyulan Dairemizin 11.10.2016 gün 2014/18995 E- 2016/ 8786 K sayılı ilamında; “.Birleşen dava yönünden; ....davacı tarafından davalı ... Bölgesi Müdürlüğüne gönderilen 25.11.2011 ve 1.12.2011 tarihli yazılar 6183 Sayılı AATUHK’nun 79. maddesi kapsamında gönderilmiş haciz ihbarnamesi niteliğinde olmadığından birleşen dava yönünden davalı ... Bölgesi Müdürlüğü yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava konusu vergi borcundan sorumlu tutulması isabetli görülmediği, asıl dava yönünden, ...mahkemece öncelikle dava konusu borçla ilgili davalı borçlu adına çıkarılmış ödeme emirleri ve tebliğ belgeleri dosyada bulunmadığından davacı idareden istenerek borçlu hakkındaki takibinin kesinleşip kesinleşmediğinin belirlenmesi, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması halinde 15.8.2011 tarihli temlik işlemine konu taşınmaz satışına ilişkin 9.8.2011 tarihli daire satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması, 4.11.2011 tarihli yoklama tutanağından davalı Tabi İnş. San. A.Ş."nin faaliyetine ilişkin hiçbir inşaat faaliyetine başlanmadığı, 17.12.2011 tarihli yoklama fişinden de adı geçen şirket adına kayıtlı kayıtsız hiçbir gayrımenkul bulunmadığı, Şekermurat mahallesi 1, 2, 3, 4, 5, 6 nolu parsellerle ilgili kat karşılığı inşaat yapmak üzere sözleşme yapma faaliyetinin devam ettiği, 7 adeti 2.870.000,00 TL bedelle borçluya satılan evlerin ne zaman teslim edileceğinin bilinmediğinin belirlendiği, arsa sahipleri ile yüklenici Tabi İnşaat San. A.Ş. arasındaki sözleşmelerin tarihsiz ve adi belge niteliğinde olması, anılan taşınmazların arsa sahipleri adına tapuda kayıtlı olması, anılan sözleşmelerin resmi şekilde yapılmaması, sözleşmelere ilişkin damga vergisinin davalı 3. kişi şirket tarafından davadan sonra yatırılması, kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu 22807 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazda davalı borçlu şirketin temsilcisi...’in anne ve babası... ...’in malik olması gibi maddi ve hukuki olgular gözönüne alındığından davalı şirketler arasındaki temlik işleminin 6183 Sayılı AATUHK’nun 30. maddesi gereğince iptale tabi olması nedeniyle esas davanın davacının kesinleşen alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uygun yapılan yargılama neticesinde mahkemece; alacağın dayanağı olan takiplerin kesinleştiğinin anlaşılmasına göre 2018/578 Esas sayılı dava dosyasında açılan davanın kabulü ile Konya 1. Noterliğinden alınan 15/08/2011 tarih ve 12415 yevmiye sayılı temliknamenin iptali ile 776.854,32 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu dosya ile birleştirilen Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/202 Esas sayılı dava dosyasında davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken dava değeri üzerinden vekalet ücretinin taktir edileceğinin belirtilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün B.2 bendindeki “45.024,17 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "2.180,00 TL maktu vekalet“ ibaresinin yazılmasına hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, 17/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara