Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1329 Esas 2021/602 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1329 Esas 2021/602 Karar Sayılı İlamı

Esas No : 2019/1329
Karar No : 2021/602
Karar Tarihi : 03/02/2021
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1329 Esas 2021/602 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2019/1329 E.  ,  2021/602 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    -K A R A R-
    Hükmüne uyulan Dairemizin 08.03.2016 gün, 2014/12869 E- 2016/2874 K sayılı bozma ilamında; “... dava konusu taşınmazlar borçlu tarafından 03.06.2008 tarihinde dava dışı ..."a, onun tarafından da davalılar ... ve ..."a satıldığından öncelikle İİK"nun 282. maddesi gereğince borçlu ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan ..."ın davaya dahil edilmesi dahili dava dilekçesi ve duruşma gününün kendisine tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, bildireceği delillerin toplanması öncelikle borçlu ile ... arasındaki 03.06.2008 tarihli tasarrufların İİK"nun 277, 278, 279, 280 maddeleri gereğince iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi, iptale tabi değilse davanın reddine, iptale tabi olduğu belirlendiği takdirde 08.10.2008 ve 07.04.2009 tarihli tasarrufların İİK"nun 280/1 maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi 283/2 madde de gözönünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm isabetli görülmemiştir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde taraf teşkili sağlanmış, yapılan yargılama neticesinde de dava konusu Balıkesir İli, Altıeylül İlçesi, Gündoğan Mahallesi 4631 ada 2 parsel 4 nolu bağımsız bölüm taşınmazın 06/10/2015 tarihinde cebri icra yoluyla dava dışı ihale alıcısına satıldığı, bu taşınmaz yönünden davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Balıkesir İli, Altıeylül İlçesi, Gündoğan Mahallesi 4631 ada 2 parsel 2 nolu bağımsız bölüm taşınmazın ise ... tarafından ..."a ondan da ..."ın kardeşi olan ..."a devrine ilişkin tasarruf işleminin muvazaalı olması nedeniyle takip dosyasına konu alacakla sınırlı olmak üzere alacaklıya cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin dışında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede
    yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    Doğrudan doğruya borçludan değil de, borçlunun sattığı şahıstan mal iktisap edenler hakkında iptal kararı verilebilmesi; ancak kötü niyetli olduklarının kanıtlanması halinde mümkündür. Kötüniyetten maksat, borçlunun durumunun satın alan tarafından bilinmesi veya bilinebilecek durumda olmasıdır. Kötü niyeti kanıtlama yükümlülüğü ise davacı alacaklıya düşer. Kötüniyetin kanıtlanamaması halinde dava İİK"nun 283/2. maddesine göre bedele dönüşür.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3.kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
    Somut olayda; dava konusu Balıkesir İli, Gündoğan Mahallesi, 4631 ada, 2 parselde zemin kat 4 nolu bağımsız bölüm 03.06.2008 tarihinde davalı borçlu tarafından davalı ...’a, ondan da 07.04.2010 tarihinde 19.300,00 TL bedel ile davalı ...’a devredilmiştir. Mahkemece dava konusu gayrımenkul Özkan’ın elindeyken 06.10.2015 tarihinde cebri icra yolu ile dava dışı şahsa ihale edildiğinden bu gayrımenkul yönünden davanın konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar vermişse de temyiz talebinde bulunan davalı ... yönünden varılan sonuç doğru görülmemiştir.
    Mahkemece bozma öncesinde ve bozma sonrasında verilen kararda; davalı ...’ın tanık beyanlarının çelişkili olduğu ve dava konusu gayrımenkulü satın aldıktan sonra herhangi bir tasarrufta bulunmaması nedeniyle kötü niyetli kabul edilmişse de, davacı vekili davalı ...’ın davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu yönünde somut delil bildirmemiş, sadece tanık beyanlarında çelişki olduğu, dava konusu gayrımenkulde de tasarrufta bulunulmadığı gerekçe gösterilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş ise de yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
    Cebri icra dosyası dosya içerisine alınarak, ihalenin ne şekilde yapıldığı, davalı 4. kişi ile ilgili yasal işlem yapılıp yapılmadığı, davalı 4. kişiye usule uygun tebligatların yapılıp yapılmadığı, ihalenin feshi davasının açılıp açılmadığı hususları da tartışıldıktan sonra cebri icradan satış sonucu dava konusu gayrımenkulü satın alan dava dışı şahıs karşısında davalı 4. kişinin kötü niyetinin tartışılarak karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davalı 4. kişinin kötü niyeti kabul edilerek yargılama masrafları ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3.398,21 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 03/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu Kararlara da bakmak isteyebilirsiniz:

    Avukata Sor Hemen Ara